17 Ocak 2020

  • Paylaş
bilgi nedir?
bilgi nedir?

“Bilgi nedir?” sorusunu, “gerekçelendirilmiş doğru inanç” veya “tasavvur ve tasdik” şeklinde, sadece insanın nesnelerle, nesne olarak kurduğu bir inanç ilişkisi olarak tanımlamak/cevaplamak, bilginin en azından eksik bir kavranışını işaret etmektedir.

“Bilgi nedir?” sorusunu, “gerekçelendirilmiş doğru inanç” veya “tasavvur ve tasdik” şeklinde, sadece insanın nesnelerle, nesne olarak kurduğu bir inanç ilişkisi olarak tanımlamak/cevaplamak, bilginin en azından eksik bir kavranışını işaret etmektedir.
Bilgi, insani varoluşun bir boyutudur. Varoluşun olgusal bir boyutu olduğu gibi (olan ile irtibat), beklentiler/umutlar ve talepler (olması gereken) ile irtibatlı bir boyutu da vardır. Aynı şekilde geçmişle irtibatlı olan boyut da, mevcudun geçmişi olarak, buna dahildir. İnsanın muhtelif boyutlarıyla kurduğu irtibat kadar, mevcudu şekillendirme gücü de, bir farkındalık olarak temayüz etmektedir. Temayüz edeni temyiz, taayyün edeni tayin, tulu’ edeni mütalaa, bilme olarak gerçekleşirken, temyiz, tayin ve mütalaa ile ortaya çıkan ikinci “varlığa” bilgi diyoruz. Bu varlık, insani varoluşun bir vasfı/sıfatı olarak, onun varoluşunu daha farklı bir şekilde, “bilerek”, sürdürmesine imkan sağlar. Varoluşu bilerek sürdürme, bilgiyi bir sıfat haline getirirken, bilerek sürdürme bir “beceri” haline geldiğinde, “bilmek” ile “olmak” özdeşleşmektedir.

 

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "Bilgi" sayısında...



İlgili Konular bilgi
Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

İspanyol düşünür José Ortega y Gasset ile Fransız düşünür Jean Baudrillard’ın ele alacağımız eserlerinde; inançlarını yitirmiş, bir amacı olmayan, dolayısıyla boşlukta, buna rağmen kendini en değerli olarak gören ilginç bir insan tipi ve bu tiplerin oluşturduğu yığınlarkitleler anlatılır.

Bilgi ekonomisinin 1990’lı yıllardan bu yana ülkelerin gelişmesinde önemli bir rol oynadığını söylemek mümkündür. Modern ekonomide bilgiye sahip ülkeler iktisadi manada gelişme yönünde hareket etmiştir

Günümüzde insanlar, öncekinden çok daha yüksek hızlarda daha büyük miktarlarda veri üretiyorlar ve bu verilerin çeşitliliği, birkaç on yıl öncesine göre çok daha karmaşık ve karmaşıklaşmaya da devam ediyor.

Türkiye’de modern anlamda yükseköğretim anlayışının kurumsallaşması, bir çağdaşlaşma sorunu olarak görülmüş ve bilimsel anlayışın bu doğrultuda yapılanması, Osmanlı'nın son döneminde başlayan modernleşme süreciyle olmuştur.

Bilgi, güç ve söylem, felsefecileri, düşünürleri ve sosyal bilimcileri yıllarca meşgul etmiştir. Bu üç kavram dünyayı tanıma ve sosyal olgular üzerinde fikir yürütme aşamasında değişik yöntem ve analizlerin doğmasına, yeni görüş ve düşüncelerin ortaya atılmasına sebep olmuştur.

İslâm dünyasının son asırlarda yaşadığı bunalım, Batı dünyası karşısındaki yenilgisi, bu yenilginin sebepleri ve muhtemel çözüm yolları bu dünyaya ait her entelektüelin zihnindeki temel sorulardan birini oluşturmaktadır.


En Çok Okunanlar