Beyza KARAKAYA

Geleceğe dair çıkarımlar bugünden bağımsız olarak yapılamazlar. “Olmakta olan nedir?” sorusu, geleceği tahayyül etmeyi de kolaylaştırır. Bir gelecek, şimdi burada olmayan bir geleceğe, olmayan o yere dair tahayyül olan ütopyalar ve distopyalar da şimdinin tarihi olarak nitelendirilirler.

Bugün medyada giderek daha fazla karşılaştığımız “toksik ebeveyn” ifadesi, planlanmış, trajik bir kopuşu imliyor. “Toksik ebeveyn” kavramı eşliğinde çocuklar/ her yaştaki çocuklar, önce aileden sonra devletten “kurtarılıp” küresel kültürel dolaşım ağına dahil ediliyor.

takdim yerine quot aile quot h l bildiğimiz gibi mi

Ailenin, dününü, bugününü ve yarınını panoramik bir bakışla ele almaya çalıştığımız “Aile hâlâ bildiğimiz gibi mi?” başlıklı sayımız elbette ki bu alanda yapılan ne ilk ne de son çalışma olacak. Zygmunt Bauman’ın tabiriyle “akışkan modern dünyada” ailenin hangi hüviyetlere bürüneceğini, nasıl biçim değiştireceğini ve hangi tartışmaların odağında olacağını elbette zaman gösterecek. Bununla birlikte elinizde tutmuş olduğunu sayının şimdilik bu alanda önemli bir kaynak olacağını ya da öyle olmasını umut ettiğimizi söyleyebiliriz.

Suç-ceza dengesi ve dahi cezanın caydırıcı, disipline ve ıslah edici olması teorileri cezanın bedenden ziyade ruha yönelik olmasını gündeme getirmiştir. Cezanın öç alma ilkesinden sıyrılıp ıslah etme, disipline etme ilkesine evirildiği bir dönemde suçlunun hem bedenini hem zihnini ‘gözetim altında tutma’ teorileri beraberinde ‘hapishaneleri’ getirmektedir.

İnsan ticareti için uluslararası literatürde çok farklı tanımlamalar yapılsa da biz, son yıllarda mağdurlarının da artış göstermesiyle birlikte, uluslararası gündemde konuşulan, küreselleşme ve kapitalizmle birlikte şekil değiştirmiş modern kölelik biçimidir diye ifade edebiliriz.

arşivden bir belge ışığında osmanlı nın kalpazanlıkla mücadelesi

Kalpazanlık İslam Hukuku’na göre ta’zir suçlarındandır ve Osmanlı’da da haps-i medid( uzun süreli hapis) cezasıyla cezalandırılmaktaydı. Osmanlı Devleti’nde 1840 yılında ilk kaimelerin basılmasından itibaren kalpazanlık faaliyetlerinde bir artış olsa da öncesinde Osmanlı altınının dahi kalpazanlar tarafından darb edildiği görülmektedir.



Toplam: 6 |  Gösterilen: 1 - 6 1