Güncelleme: 23 Aralık 2016

  • Paylaş
adını koymak: dil ve söylem üzerine

Dil insana has bir özelliktir ve kendisini “isimlendirme kabiliyeti”nde izhar eder. İsimlendirmek, bir sesi, bir şeyi işaret ve temsil edecek bir şekilde, tahsis etmek demektir.

Dil insana has bir özelliktir ve kendisini “isimlendirme kabiliyeti”nde izhar eder. İsimlendirmek, bir sesi, bir şeyi işaret ve temsil edecek bir şekilde, tahsis etmek demektir. İnsan dışında diğer canlılar sesler çıkararak aralarında iletişim kursalar da, bunu isimlendirme yoluyla gerçekleştirmiyorlar. Öyle olduğu için dünyanın bütün bölgelerindeki arıların da, karıncaların da, kedilerin de bir tane iletişim tarzı ve yolu var. Bütün kediler dünyanın her yerinde benzer bir şekilde “miyavlarlar”.

Bir şeyin adını koymak, onu insanların iştirakine açmak demektir. Dil esas itibariyle olanı izhar ederek iştirake açar; böylece insanın varlığının devam ettirmesinin ön şartı olan diğer insanların desteğini ve her türlü başarının esasını teşkil eden (onlarla) iş birliğine imkân sağlar. İnsanın tab’an medeni olması da tam olarak bunu ifade eder.

 

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Dil sayısında...


Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

Ülkemiz 15 Temmuz’da büyük bir badireden küçük sayılabilecek bir bedelle kurtuldu. Bu darbe girişiminin önceki askerî darbelerden farkı, dinî temelli sivil bir yapının asker uzantıları tarafından gerçekleştirilmiş olmasıydı.

Türk dilinin ve edebiyatının çeşitli ürünlerinin hemen hemen ilk örneklerinin verildiği Eski Uygur Türkçesi döneminde, Eski Uygurların yüksek bir felsefî düşünceye sahip olduklarını gösteren eserler de kaleme alınmıştır. Özellikle Budizm inanışından dolayı pek çok eser Türkçeye tercüme edilmiştir.

İnsan, diğer tüm canlılar gibi kendi cinsi ile iletişim kurmaya ihtiyaç duyan bir varlık. Peki, bunu sağlamanın birçok farklı yolunu geliştirmiş olan insan için, giyinmek de bir iletişim yolu olabilir mi?

Sanatın doğuşuna zemin hazırlayan güzellik arayışı ruhtaki güzelliğin ortaya çıkışıdır aslında. Mağara duvarlarından papirüslere, Roma sütunlarından Anadolu kilimlerine, İnka düğümlerinden Mısır piramitlerine hep hikâyesini daha güzel anlatma peşinde koşmuştur insan. Çünkü hamurunda ve ruhunda güzellik vardır…

Teknesinin ebrûcuyla konuştuğu gibi yaptığı ebrû da konuşur. Marifet, tekneyle aynı dili konuşarak ne söylediğini anlayabilmektedir.

Dil ekolojisi kavramının her yönüyle açıklanabilmesi için, dünya dillerinin aralarındaki karşılıklı ilişki, dillerin konuşucuları ile olan ilişkisi ve dillerin onları kuşatan toplumsal yapılar ve içinde yer aldıkları çevre ile olan ilişkisinin irdelenmesi gerekmektedir.


En Çok Okunanlar