Güncelleme: 17 Haziran 2017

  • Paylaş
dijital çağda göçmen olmak

Küreselleşme ile yaşanan toplumsal değişimi Zygmunt Bauman “göçebeliğin intikamı” olarak tanımlamaktadır. İnsanların küresel ölçekli hareketliliğini ifade eden bu kavram, sınırların kalktığı bir dünyada mobil yaşam biçiminin geçmişteki göçebe toplum yapısına benzerliğine dikkat çekmektedir.

Toplum bir ilişkiler ağıdır ve her dönemin egemen iletişim biçimi o topumun yapısını belirler. İnsanın toplumsallaşma sürecinde hâkim iletişim biçimlerine göre sergilenen tutum ve davranışlar zamanla kalıcı hale gelir, bireyin ve toplumun dünya algısını değiştirir ve yeni bir zihniyet ve kimlik algısının oluşmasına kaynaklık eder. Sözlü ve yazılı iletişim dönemlerindeki yüz yüze iletişimin yerini bugün küreselleşme ve internet teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte dijital iletişim biçimi almıştır.  Sanal ağlar üzerinden gerçekleştirilen bu yeni iletişim biçiminin beraberinde getirdiği tutum ve davranışların kalıcı hale gelmesiyle yaşanan değişmede “ağ toplumu” denilen yeni toplum yapısını ortaya çıkmıştır.

Küreselleşme ile yaşanan toplumsal değişimi Zygmunt Bauman “göçebeliğin intikamı” olarak tanımlamaktadır. İnsanların küresel ölçekli hareketliliğini ifade eden bu kavram, sınırların kalktığı bir dünyada mobil yaşam biçiminin geçmişteki göçebe toplum yapısına benzerliğine dikkat çekmektedir. Toplumsal ve kültürel değişmenin en önemli sebeplerinden biri olarak geçmişten bugüne pek çok sosyal bilimcinin inceleme alanına giren göç, esas itibariyle insanların fiziki olarak bulundukları sınırları aşmasıyla gerçekleştirdikleri nüfus harekeleridir. Bauman da göç literatüründen aldığı bu kavramla, insanların fiziki olarak yer değiştirmesinden ve mobilizasyonundan bahsederken temelde küreselleşme ile birlikte yaşanan toplumsal ve kültürel değişime işaret etmektedir. 

 

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Göç sayısında...

 



Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

dünden bugüne göçler ve türkiye

Göç ve mülteciliğin akademik ve toplumsal hayatımıza bu kadar yoğun bir biçimde girmesinde şüphesiz, (Suriye savaşının başlamasıyla) İkinci Dünya Savaşı’ndan beri en büyük zorunlu göç sorunu ile karşı karşıya olmamızın önemli bir payı var.

Altıncı yılını dolduran Suriye iç savaşı ve Türkiye’nin uyguladığı açık sınır politikasının neticesi olarak resmi rakamlara göre üç milyon civarında Suriye vatandaşı bu süreç içerisinde ülkemize sığınmıştır.

takdim yerine tarihin değişmez akıntısı göç

düşünce dergisi'nin altıncı sayısı çıktı

Artık-değerin gaspı, feodal bağlarından özgürleşmiş emek gücüne ve paranın mahiyetinde gizlenmiş meta fetişizmine olduğu kadar emek sürecinin denetimini kaybetmemek adına emekçiyi daima baskılayacak bir yedek emek ordusuna ihtiyaç duymaktadır. İşte bu çok ihtiyaç duyulan yedek emek ordusunu besleyen en önemli demografik hareket de göç olmuştur.

Tarih boyunca yapılan göçlerin insanın varoluşunu tamamlayan bir süreç olduğundan bahsedilebilir. İnsan gruplarının, dolayısıyla kültürlerin karşılaşmasından yeni toplumsal yapılar, yeni kültürler oluşur. Her bir karşılaşma yeni bir toplumsal inşa manasına gelir.

dr kerem kınık ile göç üzerine

"insani diplomasi önemini yeni idrak ettiğimiz bir kavram"


En Çok Okunanlar