23 Aralık 2016

  • Paylaş
dil ekolojisi

Dil ekolojisi kavramının her yönüyle açıklanabilmesi için, dünya dillerinin aralarındaki karşılıklı ilişki, dillerin konuşucuları ile olan ilişkisi ve dillerin onları kuşatan toplumsal yapılar ve içinde yer aldıkları çevre ile olan ilişkisinin irdelenmesi gerekmektedir.

Dil ekolojisi kavramının her yönüyle açıklanabilmesi için, dünya dillerinin aralarındaki karşılıklı ilişki, dillerin konuşucuları ile olan ilişkisi ve dillerin onları kuşatan toplumsal yapılar ve içinde yer aldıkları çevre ile olan ilişkisinin irdelenmesi gerekmektedir. Dilbilim, toplumsal olduğu kadar politik ve tarihsel bağlamlarda da ele alınması gereken bu ilişkiler nedeniyle, psikodilbilim, dilbilimsel antropoloji, toplumdilbilim, biyoloji, demografi, genetik ve bilişsel bilimler gibi alanların bir uzantısı olarak önemli bir işleve sahiptir. “Dil ekolojisi” kavramını ilk kez ortaya atan Einar Haugen, kavramı, “Herhangi bir dil ile içinde bulunduğu çevrenin ilişkisi” şeklinde tanımlamıştır.1 Ayrıca, dilleri büyük ölçüde psikolojik ve sosyal faktörlerin etkilemekte oluşundan dolayı bu etkilerin de incelenmesi gerektiğinin altını çizmiştir. Bugün altı binden fazla yaşayan dilin bulunduğu dünyamızda varlığı tehdit altında olan dillerin sayısı da giderek artmaktadır. Bir toplumun kendi tarihini ve kültürünü kayıt altına alabilmesi için yegâne araç olan dilini yaşatabilmesi de bu bağlamda bir varlık-yokluk sorunu olmaktadır. Bir insanın dilinin artık silinip yok olması ve hiçbir insan tarafından konuşulmaması ölümün kendisinden daha ürkütücüdür; bu o dilin konuşucularının toplu ölümü anlamına gelmektedir.

 

1 Haugen, E. (1972). The Ecology of Language, Essays by Einar Haugen, derlemesi içinde, Anwar S. Dil, Stanford Universitesi, A.B.D., s. 58.

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Dil sayısında...

 



İlgili Konular dil ekolojisi Serpil TUNCER
Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

Ülkemiz 15 Temmuz’da büyük bir badireden küçük sayılabilecek bir bedelle kurtuldu. Bu darbe girişiminin önceki askerî darbelerden farkı, dinî temelli sivil bir yapının asker uzantıları tarafından gerçekleştirilmiş olmasıydı.

Türk dilinin ve edebiyatının çeşitli ürünlerinin hemen hemen ilk örneklerinin verildiği Eski Uygur Türkçesi döneminde, Eski Uygurların yüksek bir felsefî düşünceye sahip olduklarını gösteren eserler de kaleme alınmıştır. Özellikle Budizm inanışından dolayı pek çok eser Türkçeye tercüme edilmiştir.

İnsan, diğer tüm canlılar gibi kendi cinsi ile iletişim kurmaya ihtiyaç duyan bir varlık. Peki, bunu sağlamanın birçok farklı yolunu geliştirmiş olan insan için, giyinmek de bir iletişim yolu olabilir mi?

Sanatın doğuşuna zemin hazırlayan güzellik arayışı ruhtaki güzelliğin ortaya çıkışıdır aslında. Mağara duvarlarından papirüslere, Roma sütunlarından Anadolu kilimlerine, İnka düğümlerinden Mısır piramitlerine hep hikâyesini daha güzel anlatma peşinde koşmuştur insan. Çünkü hamurunda ve ruhunda güzellik vardır…

Teknesinin ebrûcuyla konuştuğu gibi yaptığı ebrû da konuşur. Marifet, tekneyle aynı dili konuşarak ne söylediğini anlayabilmektedir.

Dil ekolojisi kavramının her yönüyle açıklanabilmesi için, dünya dillerinin aralarındaki karşılıklı ilişki, dillerin konuşucuları ile olan ilişkisi ve dillerin onları kuşatan toplumsal yapılar ve içinde yer aldıkları çevre ile olan ilişkisinin irdelenmesi gerekmektedir.


Yazılar
En Çok Okunanlar