Güncelleme: 17 Haziran 2017

  • Paylaş
göçün gölgesinde medya ve çocuk

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde çocukların iletişim hak ve özgürlüklerini belirleyen, çocuklara zarar verebilecek içerikleri reddeden hususlar medya tarafından görmezden gelinerek mülteci çocukları konu edinen uygulamalarda bulunulmuştur.

...

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde çocukların iletişim hak ve özgürlüklerini belirleyen, çocuklara zarar verebilecek içerikleri reddeden hususlar medya tarafından görmezden gelinerek mülteci çocukları konu edinen uygulamalarda bulunulmuştur. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun Çocuklarla İlgili Konularda Haber Yapmada Gözetilecek Yollar ve İlkeler metninde de çocukların zarar göreceği içeriklerden kaçınılması ve çocuk görsellerin kullanılmasında çocukları teşhir edecek içeriklere yer verilmemesi konuları açıkça belirtilmiştir. Tüm bu yasal düzenlemelere karşın çocukların medya temsillerine bakıldığında çocuk haklarını ihlal eden birçok sorunlu uygulamaya mevcut literatüre bakarak görmekteyiz. Temel amacının, çocuklar arasında yaş, cinsiyet, ırk, dini inanç, sosyal ve ekonomik statü farklılıklarını içermeyen mesajları yaymak olan medyanın çocuk haklarını gözetmesi de temel sorumluluklarından biridir. Genel olarak mültecilerin medya temsilinde olduğu gibi mülteci çocukların medya temsillerinde de sorunlar yer almaktadır. Mülteci ve göçmenlerin temsilindeki ırkçı, ayrımcı tutumunun mülteci ve göçmen çocukların temsilinde de sürdürüldüğünü, yaygınlaştırıldığı ve meşrulaştırıldığı gözlenmektedir. Türkiye’de göçmen ve mülteci çocukların medya temsillerine ilişkin bir çalışmaya henüz rastlanmamıştır. Suriye’den sayıca en fazla göçü alan ve en fazla mülteci çocuğun yaşadığı bir ülkede bu anlamda bir çalışmanın yapılmaması üzücüdür.[1]

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Göç sayısında...

 

[1]Ardıç Çobaner, A. (2015). “Çocuk Hakları Bağlamında Suriyeli Mülteci Çocukların Haberde Temsili”. Marmara İletişim Dergisi, Sayı:24, s.27-54.

 



Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

dünden bugüne göçler ve türkiye

Göç ve mülteciliğin akademik ve toplumsal hayatımıza bu kadar yoğun bir biçimde girmesinde şüphesiz, (Suriye savaşının başlamasıyla) İkinci Dünya Savaşı’ndan beri en büyük zorunlu göç sorunu ile karşı karşıya olmamızın önemli bir payı var.

Altıncı yılını dolduran Suriye iç savaşı ve Türkiye’nin uyguladığı açık sınır politikasının neticesi olarak resmi rakamlara göre üç milyon civarında Suriye vatandaşı bu süreç içerisinde ülkemize sığınmıştır.

takdim yerine tarihin değişmez akıntısı göç

düşünce dergisi'nin altıncı sayısı çıktı

Artık-değerin gaspı, feodal bağlarından özgürleşmiş emek gücüne ve paranın mahiyetinde gizlenmiş meta fetişizmine olduğu kadar emek sürecinin denetimini kaybetmemek adına emekçiyi daima baskılayacak bir yedek emek ordusuna ihtiyaç duymaktadır. İşte bu çok ihtiyaç duyulan yedek emek ordusunu besleyen en önemli demografik hareket de göç olmuştur.

Tarih boyunca yapılan göçlerin insanın varoluşunu tamamlayan bir süreç olduğundan bahsedilebilir. İnsan gruplarının, dolayısıyla kültürlerin karşılaşmasından yeni toplumsal yapılar, yeni kültürler oluşur. Her bir karşılaşma yeni bir toplumsal inşa manasına gelir.

dr kerem kınık ile göç üzerine

"insani diplomasi önemini yeni idrak ettiğimiz bir kavram"


En Çok Okunanlar