26 Mayıs 2015

  • Paylaş
para sosyolojisi (çeviri)
para sosyolojisi (çeviri)

Para, sosyolojide başat bir konu olmasa da sürekli karşımıza çıkan bir konu olagelmiştir. Weber, Simmel ve Marx gibi klasik sosyoloji teorisyenleri sanayi devrimini ve ulusal pazar entegrasyonunun hızlı bir şekilde gelişimini gözlemlemişler ve sosyal değişmenin bir aracı olarak para son derece ilgilerini çekmiştir.

Wayne E. Baker - Jason B. Jimerson
* The American Behavioral Scientist; Vol.35, No.6 July 1992; ss. 678-693.

 

Para, sosyolojide başat bir konu olmasa da sürekli karşımıza çıkan bir konu olagelmiştir. Weber, Simmel ve Marx gibi klasik sosyoloji teorisyenleri sanayi devrimini ve ulusal pazar entegrasyonunun hızlı bir şekilde gelişimini gözlemlemişler ve sosyal değişmenin bir aracı olarak para son derece ilgilerini çekmiştir. Paraya yönelik sosyolojik ilgi bağı Parsons tarafından kaldığı yerden devam ettirilmiş (1967; Parsons & Smelser, 1956) ve yakın dönemlerde Baker (1987), Coleman (1990) ve Zelizer (1989) gibi sosyologlar tarafından yeniden canlandırılmıştır. Ancak yine de sistematik bir para sosyolojisinin var olduğu söylenemez (Zelizer, 1991 p. 1304).

Bu makale, para üzerine sosyolojik çalışmalardaki ana konuları açıklayıp yeni araştırma alanlarına işaret etmektedir. Para bahsi sosyolojinin birçok alt dalında rastlanan bir konu olsa da biz, paranın yan konu değil temel konu olduğu sosyoloji çalışmalarına odaklanacağız. Ayrıca sosyolojik bir para mefhumunu ortaya koyan sosyal tarihçilerin, iktisatçıların, iktisadi antropologların eserlerini de dikkate alacağız. Bir başlangıç noktası olarak, sosyologların para hakkında söylediği şeyleri diğer iki gruptakilerin, iktisatçıların ve antropologların mesleki ilgileriyle mukayese edeceğiz. Bu mukayese para sosyolojisini hangi sınırlar içerisinde ele alacağımızı belirleyecek.



Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

yaşlılık meselemiz

Yaşlanmanın problem olarak daha farklı bir boyuta taşınması geleneksel aile yapısındaki bozulmalarla birlikte olmuştur. Sanayileşme ile birlikte yaşanan sosyo-kültürel değişim süreci, yaşlının aile içerisindeki konum ve statüsünün koruma altına alınmış olduğu geleneksel aile yapısında bozulmalar yaşanmasına yol açmıştır...

cemiyetin omuzlarındaki ağır imtihan çocuk emeği meselesi

“Biliyorum ne masal dinlemeye doydular Ne oyun oynamaya…” Yavuz Bülent BÂKİLER

parayı bulan filmini çeker

“Sinema hem bir sanat hem de bir sanayidir; bazı ülkelerde kocaman bir sanayi kolu, ağır sanayi ya da otomotiv sanayisi kadar devasa, önemli ve (bazen) inanılmaz yatırımlarla inanılmaz kârlar getiren.” Giovanni SCOGNAMİLLO

bugünün iktisad dünyasına sunulan farklı bir model ahilik

“Hak ile sabır dileyip bize gelen bizdendir. İlim, akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir.” “Eline, beline, diline hâkim ol. Aşına, işine, eşine sahip ol.” (Ahi Evran)

ahmet tabakoğlu ile röportaj

Başta söyleyeyim, parayla olan imtihanımızı kaybettik. Gerekçe, zengin olursak itibarımız artar. Oysa zenginliğin sorumluluk isteyen bir şey olduğunu unutup paraya esir olduk.

liberal kapitalizm ve biz

İnsan ne için yaşar? Felsefe ve din kitaplarında bu soruya muhtelif cevaplar verilmiştir. Peki amaç daha çok mutlu olmak mıdır, Allah rızası mıdır, saygın olmak mıdır, onurunu korumak mıdır, daha çok itibar mıdır, güç müdür?


En Çok Okunanlar