Güncelleme: 29 Haziran 2015

  • Paylaş
arşivden bir belge ışığında osmanlı’nın kalpazanlıkla mücadelesi
arşivden bir belge ışığında osmanlı’nın kalpazanlıkla mücadelesi

Kalpazanlık İslam Hukuku’na göre ta’zir suçlarındandır ve Osmanlı’da da haps-i medid( uzun süreli hapis) cezasıyla cezalandırılmaktaydı. Osmanlı Devleti’nde 1840 yılında ilk kaimelerin basılmasından itibaren kalpazanlık faaliyetlerinde bir artış olsa da öncesinde Osmanlı altınının dahi kalpazanlar tarafından darb edildiği görülmektedir.

BEO.HAT.564/27661.1242.Z.29

Kalpazanlık İslam Hukuku’na göre ta’zir suçlarındandır ve Osmanlı’da da haps-i medid(uzun süreli hapis) cezasıyla cezalandırılmaktaydı. Osmanlı Devleti’nde 1840 yılında ilk kaimelerin basılmasından itibaren
kalpazanlık faaliyetlerinde bir artış olsa da öncesinde Osmanlı altınının dahi kalpazanlar tarafından darb edildiği görülmektedir. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde Hatt-ı Hümayun tasnifinde yer alan 24 Temmuz 1827 tarihli devrin padişahı Sultan II. Mahmut’un dönemin Sadrazamı Benderli Mehmet Selim Sırrı Paşa’nın tahriri üzerine yazdığı Hatt-ı Hümayun’da kalpazanlık suçunun Osmanlı Devleti’ndeki tezahürünü görmek açısından önem taşımaktadır. Belgede Adliye Altın’ını takliden Frenklerin çıkardığı altının ki Frenkler bu dönemde kalpazanlıklarıyla nam salmışlardı, tedavülden kalkması için Hayriye namıyla yeni bir altın basılmakta iken, bahsedilen Hayriye Altının çeyreği olarak Mısır’da darb edilmiş bir altının zuhur ettiği bunun Frenkler tarafından mı yoksa Mısır Valisi tarafından mı basıldığının bilinemediği ve Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya sorulmak üzere kapıkethüdası Necib Efendi’ye yazılı ve sözlü tenbihat yapıldığı ve pek ihtimal verilmemekle birlikte eğer Mısır Valisi’nin bu hususta malûmatı varsa hatır ve gönül bir tarafa bırakılarak gerekenin yapılması gerektiği zira Devlet-i Âliyenin altınına müdahale etmeye kimsenin hakkı olmadığı yer almaktadır. 

Benim vezirim;                                                                                                                    Pâdişâhım
İş bu takririn manzûr ve meali malûm-u hümâyûnum olmuşdur. Bu sikke memleket-i Devlet-i Aliyemizin pek müstesnâ maslahatından olmagla bu hususa her kim tasaddi ve cesaret ider ise rızâ-yı humâyunuma muhâlif harekette bulunmuş olacağı zâhirdir. Ancak Mısır valisi akıl ve dirayet ashabından olduğundan bu tarafa inha ve istizân itmeksizin bu kâr-ı nâhemvâraya? mübaşeret ideceği memul değil ise de takririnde beyan ve istizân eylediğin vechile tarafından ve kapıkethüdası tarafından iktizasına göre tahrir ve irsal ve lisanen dahi muma-ileyh İbrahim Beye tenbih ve ifade eyleyesin.



İlgili Konular Beyza KARAKAYA kalpazanlık
Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

yaşlılık meselemiz

Yaşlanmanın problem olarak daha farklı bir boyuta taşınması geleneksel aile yapısındaki bozulmalarla birlikte olmuştur. Sanayileşme ile birlikte yaşanan sosyo-kültürel değişim süreci, yaşlının aile içerisindeki konum ve statüsünün koruma altına alınmış olduğu geleneksel aile yapısında bozulmalar yaşanmasına yol açmıştır...

cemiyetin omuzlarındaki ağır imtihan çocuk emeği meselesi

“Biliyorum ne masal dinlemeye doydular Ne oyun oynamaya…” Yavuz Bülent BÂKİLER

parayı bulan filmini çeker

“Sinema hem bir sanat hem de bir sanayidir; bazı ülkelerde kocaman bir sanayi kolu, ağır sanayi ya da otomotiv sanayisi kadar devasa, önemli ve (bazen) inanılmaz yatırımlarla inanılmaz kârlar getiren.” Giovanni SCOGNAMİLLO

bugünün iktisad dünyasına sunulan farklı bir model ahilik

“Hak ile sabır dileyip bize gelen bizdendir. İlim, akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir.” “Eline, beline, diline hâkim ol. Aşına, işine, eşine sahip ol.” (Ahi Evran)

ahmet tabakoğlu ile röportaj

Başta söyleyeyim, parayla olan imtihanımızı kaybettik. Gerekçe, zengin olursak itibarımız artar. Oysa zenginliğin sorumluluk isteyen bir şey olduğunu unutup paraya esir olduk.

liberal kapitalizm ve biz

İnsan ne için yaşar? Felsefe ve din kitaplarında bu soruya muhtelif cevaplar verilmiştir. Peki amaç daha çok mutlu olmak mıdır, Allah rızası mıdır, saygın olmak mıdır, onurunu korumak mıdır, daha çok itibar mıdır, güç müdür?


En Çok Okunanlar