29 Haziran 2015

  • Paylaş
yaşlılık meselemiz
Fotoğraf: Semra SUCU
yaşlılık meselemiz

Yaşlanmanın problem olarak daha farklı bir boyuta taşınması geleneksel aile yapısındaki bozulmalarla birlikte olmuştur. Sanayileşme ile birlikte yaşanan sosyo-kültürel değişim süreci, yaşlının aile içerisindeki konum ve statüsünün koruma altına alınmış olduğu geleneksel aile yapısında bozulmalar yaşanmasına yol açmıştır...

Yaşlanma, niteliği gereği tüm insanların yüzleşeceği bir olgu olarak insanlığın her döneminde söz konusu olmuştur. Ancak bir sorun olarak ele alınmaya başlaması ise son zamanlardadır. Çünkü özellikle sanayileşme ile birlikte birçok alanda yaşanan hızlı değişmeler yaşlılığın bir sorun olarak ele alınması ihtiyacını doğurmuştur. Bunda da hassaten toplam nüfus içerisinde yaşlıların oranında yaşanan istikrarlı artışlar etkili olmuştur.
Yaşlıların toplam nüfus içerisindeki oranının artmasında birçok etken rol oynamaktadır. Sağlık alanında yaşanan bilimsel ve teknolojik gelişmeler ile ortalama insan ömrünün artması, anne ve bebek ölümlerinin azalması ve hastalıklara yönelik tanı ve tedavi yöntemlerinin gelişmesi bu etkenler arasında gösterilebilir. Özellikle son 150 yıl hariç insanlık tarihinin hiçbir döneminde 65 yaş ve üzerindeki insanların toplam nüfus içerisindeki oranı %2-3’ü aşmamışken, günümüzde özellikle gelişmiş ülkelerde bu oran %15 seviyelerine ulaşmıştır.



Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

yaşlılık meselemiz

Yaşlanmanın problem olarak daha farklı bir boyuta taşınması geleneksel aile yapısındaki bozulmalarla birlikte olmuştur. Sanayileşme ile birlikte yaşanan sosyo-kültürel değişim süreci, yaşlının aile içerisindeki konum ve statüsünün koruma altına alınmış olduğu geleneksel aile yapısında bozulmalar yaşanmasına yol açmıştır...

cemiyetin omuzlarındaki ağır imtihan çocuk emeği meselesi

“Biliyorum ne masal dinlemeye doydular Ne oyun oynamaya…” Yavuz Bülent BÂKİLER

parayı bulan filmini çeker

“Sinema hem bir sanat hem de bir sanayidir; bazı ülkelerde kocaman bir sanayi kolu, ağır sanayi ya da otomotiv sanayisi kadar devasa, önemli ve (bazen) inanılmaz yatırımlarla inanılmaz kârlar getiren.” Giovanni SCOGNAMİLLO

bugünün iktisad dünyasına sunulan farklı bir model ahilik

“Hak ile sabır dileyip bize gelen bizdendir. İlim, akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir.” “Eline, beline, diline hâkim ol. Aşına, işine, eşine sahip ol.” (Ahi Evran)

ahmet tabakoğlu ile röportaj

Başta söyleyeyim, parayla olan imtihanımızı kaybettik. Gerekçe, zengin olursak itibarımız artar. Oysa zenginliğin sorumluluk isteyen bir şey olduğunu unutup paraya esir olduk.

liberal kapitalizm ve biz

İnsan ne için yaşar? Felsefe ve din kitaplarında bu soruya muhtelif cevaplar verilmiştir. Peki amaç daha çok mutlu olmak mıdır, Allah rızası mıdır, saygın olmak mıdır, onurunu korumak mıdır, daha çok itibar mıdır, güç müdür?


En Çok Okunanlar