Güncelleme: 17 Haziran 2017

  • Paylaş
mümtaz turhan’da göç ve kültür değişmeleri

Sosyal bilimler tarihinde merkezi bir yeri olan toplumsal ve kültürel değişim konusunda ülkemizdeki öncü isimlerden biri de Mümtaz Turhan’dır. Ziya Gökalp’ten sonra kültür üzerine en fazla eğilen sosyal bilimcilerimizden olan Turhan’ın “Kültür Değişmeleri” kuramı, temelde göç ile gerçekleşen kültür aktarımlarının topluluğun yaşamında meydana getirdiği değişimleri ele almaktadır.

Sosyal bilimler tarihinde merkezi bir yeri olan toplumsal ve kültürel değişim konusunda ülkemizdeki öncü isimlerden biri de Mümtaz Turhan’dır.  Ziya Gökalp’ten sonra kültür üzerine en fazla eğilen sosyal bilimcilerimizden olan Turhan’ın “Kültür Değişmeleri” kuramı, temelde göç ile gerçekleşen kültür aktarımlarının topluluğun yaşamında meydana getirdiği değişimleri ele almaktadır. Göçün neden olduğu insanların tutum ve davranışlarındaki değişimleri incelediği çalışması ile Türkiye’deki değişmelerin sosyal psikolojik çözümlemesini yapmıştır. Göç Sosyoloji bakımından taşıdığı önemin yanı sıra araştırmasında deneysel psikoloji ve yerinde gözlem metodunu kullanarak ülkemizde sosyal psikolojinin öncülüğünü de gerçekleştirmiştir. Kültür değişmeleri ile kimlik arasındaki ilişkiyi, kültür değişmelerinde asıl önemli unsurun fertlerin tutumları ve zihniyetleri olduğunu ortaya koyan Mümtaz Turhan’a Göç sayımızda Düşünce Dergisi ekibi olarak özel bir yer vermek istedik.

Çocukluğunda, 1916 yılında, Rus işgali nedeniyle ailesiyle Erzurum’dan Kayseri’ye göç etmek zorunda kalan Mümtaz Turhan, Osmanlı’nın dağılma süreci, Kurtuluş Savaşı, I. ve II. Dünya savaşlarını da içeren tarihin en belirleyici olaylarının yaşandığı bir dönemin içinden gelmiştir.  Aynı zamanda bilim dünyasında çok yönlü gelişmelerin yaşandığı, sosyal psikolojinin doğduğu, antropolojinin ve kültüralizm akımının yükseldiği bir dönemde yaşamıştır. Almanya’daki psikoloji eğitimi sırasında Werheimer, Köhler ve Koffka gibi Gestalt ekolünün kurucularını da tanıma imkânı bulan Turhan, yaşadığı dönemin tarihselliği ve bilimsel çeşitliliği içinde Kültür Değişmeleri kuramını geliştirmiştir.

Kültür Değişmeleri kitabında Turhan, başka bir şehre göç edip tekrar eski yerine dönen bir köy topluluğunda meydana gelen değişmeler ile büyük şehirlerde meydana gelen değişimleri inceler. Köyde kültür değişmelerinin incelenmesi, topluluğun göçten önceki ve göç hayatındaki kültürünün tekrar köyüne döndükten sonraki kültürü ile mukayesesine dayanır. Bu inceleme, Turhan’ın kendinin de mensubu olduğu topluluğun göç hayatı sürerken yaptığı gözlemlere, göçten önceki kültür hakkında köyün ileri gelenlerinden ve yaşlılardan aldığı bilgilere ve topluluğun eski yurduna döndükten sonra da değişme geçiren kültürünün içinde zaman zaman yaşayarak yaptığı gözlemlere dayanır. 

 

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Göç sayısında...



Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

dünden bugüne göçler ve türkiye

Göç ve mülteciliğin akademik ve toplumsal hayatımıza bu kadar yoğun bir biçimde girmesinde şüphesiz, (Suriye savaşının başlamasıyla) İkinci Dünya Savaşı’ndan beri en büyük zorunlu göç sorunu ile karşı karşıya olmamızın önemli bir payı var.

Altıncı yılını dolduran Suriye iç savaşı ve Türkiye’nin uyguladığı açık sınır politikasının neticesi olarak resmi rakamlara göre üç milyon civarında Suriye vatandaşı bu süreç içerisinde ülkemize sığınmıştır.

takdim yerine tarihin değişmez akıntısı göç

düşünce dergisi'nin altıncı sayısı çıktı

Artık-değerin gaspı, feodal bağlarından özgürleşmiş emek gücüne ve paranın mahiyetinde gizlenmiş meta fetişizmine olduğu kadar emek sürecinin denetimini kaybetmemek adına emekçiyi daima baskılayacak bir yedek emek ordusuna ihtiyaç duymaktadır. İşte bu çok ihtiyaç duyulan yedek emek ordusunu besleyen en önemli demografik hareket de göç olmuştur.

Tarih boyunca yapılan göçlerin insanın varoluşunu tamamlayan bir süreç olduğundan bahsedilebilir. İnsan gruplarının, dolayısıyla kültürlerin karşılaşmasından yeni toplumsal yapılar, yeni kültürler oluşur. Her bir karşılaşma yeni bir toplumsal inşa manasına gelir.

dr kerem kınık ile göç üzerine

"insani diplomasi önemini yeni idrak ettiğimiz bir kavram"


En Çok Okunanlar