Günümüzde çoğu zaman birbiri yerine kullanılan “münevver”, “aydın” ya da “entelektüel” kavramlarını bir sıfat olarak yakın bir tarihte Hakk’a yürüyen Durmuş Hocaoğlu için hiç şüphe etmeden kullanabilir miyiz? Eğer Durmuş Hocaoğlu ile ilgili bir yargıya varmaya çalışıyor- sak ve kendisinin hüküm vermekte ne kadar hassas ve titiz bir kalem olduğunu biliyorsak kesinlikle önce şüphe etmeli sonra da söz konusu kavramların içeriklerine bir bakmalıyız.
Her ne kadar Cumhuriyet döneminde kullanılan bir kavram olan “aydın”, Geç Osmanlı dönemi kavramı olan “münevver” karşılığı ola- rak kullanılsa da Hoca’ya göre “aydın” kendini bizatihi nurun kaynağı olarak gören kimse haline geldi. Aydınlanmış kişi manasında kullanılan “münevver” ise “entelektüel” sıfatının anlamını karşılamakta yetersiz kalıyor.
Sayı 1 - Entelektüel içinddekiler
İnsan, “sonsuz, sınırsız ve sırasız” bir evrende, kendi varlığını, bütün- lüğünü, canlılığını sürdürür. İnsanlar bunlardan kaynaklanan “belirsiz, tanımsız, bilinmez” gerginlik hallerini “belirli, tanımlı ve bilinir” kılmaya çalışır. İnsanın bu çabalarına en büyük destek din, tarih ve kültürden gelmektedir. İnsanlar, hayata din, tarih ve kültür ile tutunurlar.
-türk milliyetçiliğinin türk sineması’ndaki serüveni üzerine kısa bir inceleme-
Teknoloji ve küreselleşmeye paralel olarak günümüz toplumlarının yaşam tarzları ve buna bağlı olarak toplumsal-kültürel yapıları hızla değişiyor.
Romantizm 19. yüzyılda Avrupa’da edebiyatta, sanatta ve entelek- tüel alanda ortaya çıkmış bir akım olarak tarif edilir. ugün “romantizm”, “romantik” denince akla aşkla duyguyla yoğrulmuş insanlar ve bunların sergiledikleri hareketler gelmektedir.
Mükemmele ulaşma kaygısı, insanların üretkenliğini de olumsuz etkileyebilmektedir. Bu kaygı yalnızca yapılan işi en iyiye ulaştırma yönünde gayret etmek şeklinde ilerlemez. Zaman zaman başarısızlıktan kaçma olarak da kendini gösterebilmektedir.