03 Ağustos 2018

  • Paylaş
kimlikli şehirlerden yığın yerleşimlerine…

Türkçe’nin güzel kelimelerden birisidir “şehir”. Sogd ve Sanskritçe kökenli “kent” yerine mazisi ve kökü Türkçemizde 1000 yıllık derinliğiyle var olan “şehir” kelimesini tercih ettiğimi vurgulayarak başlamak istiyorum.

Türkçe’nin güzel kelimelerden birisidir “şehir”. Sogd ve Sanskritçe
kökenli “kent” yerine mazisi ve kökü Türkçemizde 1000 yıllık derinliğiyle
var olan “şehir” kelimesini tercih ettiğimi vurgulayarak başlamak
istiyorum. Şehir, sadece “il” demek de değildir. “İl”, tarihi açıdan “el”e
yani “yurt” sözünün karşılığında; günümüzde ise idari bir birimi ifade
etmede kullanılan bir terim. “Şehir” bütün bunların ötesinde mana ve
çağrışımları içerisinde barındıran şümullü bir söz.
Idare hukuku derslerini anlatırken ilk dersimde “devlet” ve “şehir”
kavramlarını, yakın kavramlarla etimoloji ve içerikleri itibarıyla karşılaştırarak
ders yılına başlamayı adet edinmişimdir. Batı dillerinde “to sit”,
“to settle”, “city”, “citizen” (citoyen), “civil”, “civilasation” gibi kavramlar
“oturmak”, “yerleşmek”, “şehir”, “vatandaş”, “medeni”, “medeniyet” gibi
birbiriyle bağlantılı çağrışımları içeren ifadelerdir. Doğu dillerinde de
“medine” (şehir), “temeddün”, “medeni” ve “medeniyet” gibi kavramlar
benzer kavramları taşırlar. Şehir de eski Farsçadaki “hşathra” (devlet,
hukumet) gibi manalarını içerirken sonraları bugün anladığımız manasıyla
“şehir” sözüne dönüşmüştür.

 

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Kent sayısında...



Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

Belki de güzelliğin en büyük cazibesi, güzelliğin bizatihi ona kayıtsız ve yabancı olan ve estetik değerini sadece birbirlerine olan yakınlıklarından alan unsurların şeklini aldığı gerçeğinde yatmaktadır

“Harcıâlemleştirme; bir kişinin tekelinde olanın iki ya da daha çok kişinin kılınmasıdır.”1 Bu tanımın işaret ettiği “mübadele”, esas itibariyle Pazar’ın işlevidir. Bir mübadele alanı olan Pazar yeri, üretim ve tüketim ilişkilerini belirlerken bir yandan da bu ilişkiler üzerinden toplumsal yapıyı ve yaşam biçimini şekillendirir.

Türk edebiyatının önemli yazarlarından biri olan Refik Halid Karay 1888-1965 yılları arasında yaşamıştır. Yaşadığı dönem itibariyle Osmanlı Devleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geçirdiği önemli kırılma noktalarına şahit olmuştur.

Tanzimat’tan sonra Türk edebiyatında edebi bir tür olarak varlığını gösteren romanın en önemli mekânı İstanbul’dur. Türk romanında birçok kahraman acılarını, sevinçlerini, maceralarını, tutkularını İstanbul’da yaşar.

Sanatların içinde en kentlisi sinemadır. Jacques Ellul’ün ifadesi ile bu bir zorunluluktu.

İnsanlık tarihi incelendiğinde zaman ve mekândan bağımsız, siyasi, sosyal, ekonomik olanlar başta olmak üzere tüm temel parametreleri aşan eylemlerden birinin tüketim olduğu görülmektedir.


En Çok Okunanlar