26 Mayıs 2015

  • Paylaş
krema ve ahlâk

Günümüzde insan, modern hayatın sunduğu tüm imkânlara rağmen büyük bir maddî ve manevî tatminsizlik içindedir. Para hırsı ve tamahkârlığı nedeniyle tüm ahlâkî ölçüleri çiğneyerek salt kişisel menfaatlerine göre yaşamakta ve her şeyin değerini, sağladığı fayda ile ölçmektedir. Tüketim kültürünün ürettiği sahte ihtiyaçları, asıl değerlerini harcamak suretiyle tatmin etmeye çalışmaktadır.

Günümüzde insan, modern hayatın sunduğu tüm imkânlara rağmen büyük bir maddî ve manevî tatminsizlik içindedir. Para hırsı ve tamahkârlığı nedeniyle tüm ahlâkî ölçüleri çiğneyerek salt kişisel menfaatlerine göre yaşamakta ve her şeyin değerini, sağladığı fayda ile ölçmektedir. Tüketim kültürünün ürettiği sahte ihtiyaçları, asıl değerlerini harcamak suretiyle tatmin etmeye çalışmaktadır. Kendini bu şekilde müsrifçe tüketen insan, yığınların değersiz bir parçası haline gelmekte ve dolayısı ile bunalıma sürüklenmektedir. İnsanı benliğinden kopartan bu sorunun temelinde ise “kasta uygun davranmamak” vardır.

İktisat; Arapça “kasd” mastarından türetilmiştir. Kasd; bir işi bilerek, isteyerek, niyet ederek yapmak ve yolu doğru olmak gibi anlamlar içermektedir. Aynı kökten gelen “iktisat” da, kasta uygun davranmak ve maksada en uygun yolu bulmak manasına gelmektedir. Yani iktisat kelimesinin muhtevasında her işte dengeli olmak, ölçülü davranmak, orta yolu tutmak vardır.

“Kanaat” ise elindekiyle hoşnut olmak, yetinmek ve elindekinden fazlasını istememek demektir. İktisadî ve dengeli yaşamak, israftan sakınmak, var olanı ihtiyaç ölçüsünde kullanmak kısacası; “verileni veriliş amacına uygun olarak kullanmak” anlamlarına gelmektedir. Kanaat daha çok bir düşünce biçimini ifade ederken, iktisat kavramı bu düşüncenin eyleme geçirilmesi ile ilgilidir.

İnsanın verileni tam istifade ile kullanabilmesi içinse sorumluluk sahibi olması ve iradesinin hiçbir tesir altında kalmadan özgürce karar alabilecek kabiliyette olması gerekmektedir. Aksi takdirde doğruyu seçme, ölçülü olma, adaletle bölüştürme ve sabretme gibi ahlâkî değerlerin bir kıymeti olmayacaktır. Özgürlük, kasta uygun eylemin seçilmesi bakımından ahlâkın ön koşuludur.

Ahlâk; sanıldığının aksine pratik birtakım öğütler yığını değil, insanı baştanbaşa kavrayan, kendine bağlayıp yükselten, tüm yaşama anlam ve soyluluk kazandıran bir ülkünün dile gelişidir. Ahlâk, beşerin yaşamını insan olarak anlamlı kılan en temel ihtiyaçtır.

Zenginlik, Eski Yunanca’da “Krema” demektir ve ahlâk felsefesinin kurucularından olan Aristo; mal, mülk ve servet edinme gibi zenginleştirici faaliyetler için “Krematistik” kavramını kullanmıştır. “Ekonomi”yi, insanın geçimini sağlaması ve yaşaması için gerekli olan ihtiyaçlarla sınırlı meşru bir faaliyet olarak gören Aristo, “Krematistik”in paradan para kazanmaya yol açan ve doğal olmayan bir kazanç biçimi olduğunu söylemektedir.

Aristo’ya göre, ihtiyaçların dışında salt zenginleşmeyi sağlayan “krematistik” faaliyetler ve kazanç hırsı insanı insanlıktan çıkartır. Ticaret, insanı her türlü ölçü kavramından uzaklaştırır ve ticaret ruhunun topluma sızması ile bütün insan etkinlikleri bozulup çürür. Malların dolaşımı için kullanılan bir araç olması gereken para, ticaretle birlikte faiz üretmeye başlar ve amaç haline dönüşür. Yine Aristo’ya göre, kazanç elde etme biçimleri içinde doğaya en aykırı ve en tiksindirici olan ise faizdir.



Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

yaşlılık meselemiz

Yaşlanmanın problem olarak daha farklı bir boyuta taşınması geleneksel aile yapısındaki bozulmalarla birlikte olmuştur. Sanayileşme ile birlikte yaşanan sosyo-kültürel değişim süreci, yaşlının aile içerisindeki konum ve statüsünün koruma altına alınmış olduğu geleneksel aile yapısında bozulmalar yaşanmasına yol açmıştır...

cemiyetin omuzlarındaki ağır imtihan çocuk emeği meselesi

“Biliyorum ne masal dinlemeye doydular Ne oyun oynamaya…” Yavuz Bülent BÂKİLER

parayı bulan filmini çeker

“Sinema hem bir sanat hem de bir sanayidir; bazı ülkelerde kocaman bir sanayi kolu, ağır sanayi ya da otomotiv sanayisi kadar devasa, önemli ve (bazen) inanılmaz yatırımlarla inanılmaz kârlar getiren.” Giovanni SCOGNAMİLLO

bugünün iktisad dünyasına sunulan farklı bir model ahilik

“Hak ile sabır dileyip bize gelen bizdendir. İlim, akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir.” “Eline, beline, diline hâkim ol. Aşına, işine, eşine sahip ol.” (Ahi Evran)

ahmet tabakoğlu ile röportaj

Başta söyleyeyim, parayla olan imtihanımızı kaybettik. Gerekçe, zengin olursak itibarımız artar. Oysa zenginliğin sorumluluk isteyen bir şey olduğunu unutup paraya esir olduk.

liberal kapitalizm ve biz

İnsan ne için yaşar? Felsefe ve din kitaplarında bu soruya muhtelif cevaplar verilmiştir. Peki amaç daha çok mutlu olmak mıdır, Allah rızası mıdır, saygın olmak mıdır, onurunu korumak mıdır, daha çok itibar mıdır, güç müdür?


En Çok Okunanlar