Sayı 1 / Entelektüel - 16:06, 07 Nisan 2015 Salı
meselemiz kültür

İnsan, “sonsuz, sınırsız ve sırasız” bir evrende, kendi varlığını, bütün- lüğünü, canlılığını sürdürür. İnsanlar bunlardan kaynaklanan “belirsiz, tanımsız, bilinmez” gerginlik hallerini “belirli, tanımlı ve bilinir” kılmaya çalışır. İnsanın bu çabalarına en büyük destek din, tarih ve kültürden gelmektedir. İnsanlar, hayata din, tarih ve kültür ile tutunurlar.

İnsan, “sonsuz, sınırsız ve sırasız” bir evrende, kendi varlığını, bütün- lüğünü, canlılığını sürdürür. İnsanlar bunlardan kaynaklanan “belirsiz, tanımsız, bilinmez” gerginlik hallerini “belirli, tanımlı ve bilinir” kılmaya çalışır. İnsanın bu çabalarına en büyük destek din, tarih ve kültürden gelmektedir. İnsanlar, hayata din, tarih ve kültür ile tutunurlar.

İnsan, kendi doğal ve kültürel ortamında, doğasının ve kültürün kendi aydınlığında hayat mücadelesini sürdürür. Bu mücadelede insan, şuuru ile kendi iç kültürel ortamı ile bu ortamı kuşatan dış kültürel ortamı bilmek ister. İnsan, sadece, şimdi ve burada olanı değil, dışarıda ve daha sonra olanı da merak eder.

İnsan doğal ve kültürel perdelerle “sonsuz, sınırsız ve sırasız” olandan korunmaktadır. İnsanın şuuru, perdelerin önünde ve arkasında, solunda ve sağında, altında ve üstünde olanı aramaktadır. İnsanın arayışı, öncelikle, kendi şuurunda gerçekleşmekte ve kendini ancak şuur yardımıyla teskin edebilmektedir.