Sayı 7 / Kent - 22:59, 03 Ağustos 2018 Cuma
kimlikli şehirlerden yığın yerleşimlerine…

Türkçe’nin güzel kelimelerden birisidir “şehir”. Sogd ve Sanskritçe kökenli “kent” yerine mazisi ve kökü Türkçemizde 1000 yıllık derinliğiyle var olan “şehir” kelimesini tercih ettiğimi vurgulayarak başlamak istiyorum.

Türkçe’nin güzel kelimelerden birisidir “şehir”. Sogd ve Sanskritçe
kökenli “kent” yerine mazisi ve kökü Türkçemizde 1000 yıllık derinliğiyle
var olan “şehir” kelimesini tercih ettiğimi vurgulayarak başlamak
istiyorum. Şehir, sadece “il” demek de değildir. “İl”, tarihi açıdan “el”e
yani “yurt” sözünün karşılığında; günümüzde ise idari bir birimi ifade
etmede kullanılan bir terim. “Şehir” bütün bunların ötesinde mana ve
çağrışımları içerisinde barındıran şümullü bir söz.
Idare hukuku derslerini anlatırken ilk dersimde “devlet” ve “şehir”
kavramlarını, yakın kavramlarla etimoloji ve içerikleri itibarıyla karşılaştırarak
ders yılına başlamayı adet edinmişimdir. Batı dillerinde “to sit”,
“to settle”, “city”, “citizen” (citoyen), “civil”, “civilasation” gibi kavramlar
“oturmak”, “yerleşmek”, “şehir”, “vatandaş”, “medeni”, “medeniyet” gibi
birbiriyle bağlantılı çağrışımları içeren ifadelerdir. Doğu dillerinde de
“medine” (şehir), “temeddün”, “medeni” ve “medeniyet” gibi kavramlar
benzer kavramları taşırlar. Şehir de eski Farsçadaki “hşathra” (devlet,
hukumet) gibi manalarını içerirken sonraları bugün anladığımız manasıyla
“şehir” sözüne dönüşmüştür.

 

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Kent sayısında...