Modern çağ ile birlikte, birbirinden kopuk ilişkiler ağından milli hüviyet şemsiyesinde siyasi bir örgütlenme biçimi haline gelen millet ile bu milleti güçlendiren, ulvileştiren ve müreffeh bir atiye taşıyan; aynı zamanda iç ve dış güvenliğini sağlayan devlet arasında birbiriyle iç içe geçmiş, ayırt edilmesi güç bir ilişki sarmalı ortaya çıkmıştır. Bu sarmalın neticesinde milliyetçilik ile devlet ilişkileri de kaygan bir zemin üzerinde tartışılmaktadır. Milliyetçilik düşüncesinde aktörün kim olduğu sorusu, aslında bu zeminin sağlamlaşması ve muğlaklığın belirginleşmesi noktasında bize kayda değer ipuçlarını sunacaktır. Mamafih, milliyetçilik devlet merkezli bir süreci ihtiva ediyorsa, süreç zamanla otoriterleşmeyi ve totaliterleşmeyi beraberinde getirebilir. Buna mukabil, toplum merkezliyse, toplumun sivil iradesinin güçleneceği, sağlamlaşacağı ve siyasi alana iktidara yönelik bütün denetim mekanizmalarını kapsayacak şekilde sağlıklı taşınacağı siyasi bir kültüre dönüşebilir.
Gökberk Yücel