Sözleşmeyi haklılaştırmak için türev vazifesi gören rasyonalizm, aklı kutsamak adına, bütün etik ve ahlaki değerleri irrasyonel ve modası geçmiş yaftasıyla reddetmiştir.Geleneksel ilişki biçimlerinin ve dayanışma ruhunun kaybolması ile insan muhafazasız kalırken, devlet giderek daha fazla merkezileşmeye ve totaliterleşmeye başlamıştır.
Günümüzde insan, modern hayatın sunduğu tüm imkânlara rağmen büyük bir maddî ve manevî tatminsizlik içindedir. Para hırsı ve tamahkârlığı nedeniyle tüm ahlâkî ölçüleri çiğneyerek salt kişisel menfaatlerine göre yaşamakta ve her şeyin değerini, sağladığı fayda ile ölçmektedir. Tüketim kültürünün ürettiği sahte ihtiyaçları, asıl değerlerini harcamak suretiyle tatmin etmeye çalışmaktadır.