şiddet
15 Ekim 2020

Kötülük ve şiddet insanlık tarihinde hep olagelmiştir; fakat bu yüzyıl, Arendt’in ifadesiyle söylersek, kötülüğün sıradanlaştığı bir yüzyıl. Şaşa kalmıyorsunuz, hayret etmiyorsunuz ve rutinin içine dâhil ediyorsunuz. Kötülük ve şiddet o kadar “normalleşti” ki savaşlardaki bombardımanlar, soykırımdaki kareler (tecavüz, insanı parçalama, kurşun yağmuruna tutma vb), cinayetler tıpkı bir ekranda ve bizim “güvenli alanımızın” dışında, uzağımızda ve bize hiç dokunmayacakmış gibi izliyoruz.

15 Ekim 2020

Şiddet nedir? Onu nasıl tanımlarız? Bize neyin şiddet olup olmadığını ayırmamızda yardımcı olan veya bizi yanıltan telakki zeminleri nelerdir? Yazıda incelenecek olan kitap, bu soruların temelinde düşünürlerin fikirlerini ortaya koymamaktadır. Bunun yerine, düşünürlerin “verili” bir şiddet anlayışı üzerinden getirmiş oldukları eleştirileri işlemeyi amaç edinmektedir.

15 Ekim 2020

Günümüzde korku sineması, doyumsuz insanoğlunun istek ve arzuları doğrultusunda sınır tanımaz şiddet ve cinsellik barındıran bir havaya bürünmüştür. İlk dönemlerin zarif ve ince ölümleri sonraları kanların oluk oluk aktığı ve beden parçalarının ortalığa savrulduğu savaş sahnelerinin çok üstünde vahşet verici ve hatta iğrendirici öğelerle süslü bir yapıya dönüşmüştür.

15 Ekim 2020

Hizmet oluşturma süreçlerinin temel dayanağı olan ekonomik bağımsızlık ancak bütçe marifetiyle tesis edilebilir. Bu manada belediyeler kazanılması hatta fethedilmesi gereken birimler olarak görülür. Bu yazıda da; belediyelerin, kötü yönetim kaynaklı bütçe denksizlikleri ve beraberinde getirdiği temel sorunlar üzerine çeşitli hususlar aktarılmıştır.

15 Ekim 2020

Söze yansıyan şiddetin sanal ortamda yürütülen tartışmalarda daha kolay ortaya çıktığı iddia edilebilir. İnternet hukuku konusunda uzun süre devam eden boşluk, sözlü şiddetin muhatabının yüz yüze iletişimdeki gibi hemen orada olmaması bu iddiaya kuvvetli deliller olarak gösterilebilir.

15 Ekim 2020

Yoksulluk ve şiddet arasındaki ilişki karşılıklı etkileşim biçimindedir. Yani hem yoksulluk nedeniyle şiddet olayları ortaya çıkabilmekte hem de şiddet yoksullukla neticelenecek durumlara yol açabilmektedir ki her ikisini ayrı şekilde tahlil etmek gereklidir.

15 Ekim 2020

Suç-ceza dengesi ve dahi cezanın caydırıcı, disipline ve ıslah edici olması teorileri cezanın bedenden ziyade ruha yönelik olmasını gündeme getirmiştir. Cezanın öç alma ilkesinden sıyrılıp ıslah etme, disipline etme ilkesine evirildiği bir dönemde suçlunun hem bedenini hem zihnini ‘gözetim altında tutma’ teorileri beraberinde ‘hapishaneleri’ getirmektedir.

15 Ekim 2020

Egemen, egemenliğini icra ederken, şiddetin kontrolsüz hâli olan kurucu şiddeti esas alma temayülünde olabilir. Kurucu şiddetin, denetimsizlik fikrini besleyen mahiyeti bu temayülün sebebi olabilir. Ancak, unutulmamalıdır ki, hukuk çerçevesine alınmamış bir şiddet ancak zorbalığı intâc eder.

15 Ekim 2020

Göçmenlere yönelik şiddet hareketlerinin çoğu sosyo-ekonomik argümanlar üzerinden gelişmektedir. Batı ülkelerinde kamu politikalarındaki başarısızlığın, işsizliğin, enflasyonun sebebinin göçmenlerle/mültecilerle/sığınmacılarla açıklanması eğiliminin giderek arttığı gözlenmektedir. Yine göçmenler kamu düzeninin bozulmasının, kültürün/ahlakın yozlaşmasının sorumlusu olarak gösterilmektedir. Tüm ülkelerde göçmenlerle ilgili geniş önyargılar ağı vardır. Göçmen karşıtı ırkçı şiddet bu önyargılardan beslenmektedir.

13 Ekim 2020

Şiddet, en küçükten en büyüğe, hangi sosyal sistemi tahlil etmeye girişirseniz girişin, yüz yüze geleceğiniz temel unsurlar arasında yer alıyor. Bu cesamette bir varlık alanının parçası olabilmek ise, ancak farklı tipolojilere konu edinilebilecek bir iç çeşitliliğe sahip olabilmekle mümkün.



Toplam: 10 |  Gösterilen: 1 - 10 1
En Çok Okunanlar