15 Ekim 2020

  • Paylaş
yerel hizmet mi yerel şiddet mi?

Hizmet oluşturma süreçlerinin temel dayanağı olan ekonomik bağımsızlık ancak bütçe marifetiyle tesis edilebilir. Bu manada belediyeler kazanılması hatta fethedilmesi gereken birimler olarak görülür. Bu yazıda da; belediyelerin, kötü yönetim kaynaklı bütçe denksizlikleri ve beraberinde getirdiği temel sorunlar üzerine çeşitli hususlar aktarılmıştır.

Sosyal devlet, sosyal yönetim algılarının toplum nazarında vücut bulmuş en önemli yapı taşlarından birisi yerel yönetimlerdir. Bu bir tesadüf değil aksine bilinçli, istemli aksiyonlar serisinin bir sonucudur. Çünkü vatandaş-devlet etkileşiminin ilk noktası yerelde başlamaktadır. Bu nedenle yerel yönetimler; sınırları içerisinde kalan vatandaşlarının değişen ve gelişen ihtiyaçlarına en hızlı şekilde mukabele edilmesine imkân sağlayan anayasal bir müessese olarak ifade edilmiştir.

Yerel yönetimler; belediye, köyler ve il özel idarelerinden oluşmaktadır. Fakat yerel yönetimler bilim dalındaki temel ilginin belediyeler etrafında toplandığı görülmektedir. Belediyeler diğer yerel yönetimler bileşenlerine göre önemlidir çünkü bütçesi vardır. Bütçe demek özgürlük demektir, yerelde de olsa güç demektir, nihayetinde sermaye transferi demektir. Hizmet oluşturma süreçlerinin temel dayanağı olan ekonomik bağımsızlık ancak bütçe marifetiyle tesis edilebilir. Bu manada belediyeler kazanılması hatta fethedilmesi gereken birimler olarak görülür. Bu yazıda da; belediyelerin, kötü yönetim kaynaklı bütçe denksizlikleri ve beraberinde getirdiği temel sorunlar üzerine çeşitli hususlar aktarılmıştır.

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Şiddet sayısında...

 



Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

“emperyalizm, hegemonya, imparatorluk: tarihsel dünya düzenleri ve ırak’ın işgali” kitabının incelenmesi

Şiddet nedir? Onu nasıl tanımlarız? Bize neyin şiddet olup olmadığını ayırmamızda yardımcı olan veya bizi yanıltan telakki zeminleri nelerdir? Yazıda incelenecek olan kitap, bu soruların temelinde düşünürlerin fikirlerini ortaya koymamaktadır. Bunun yerine, düşünürlerin “verili” bir şiddet anlayışı üzerinden getirmiş oldukları eleştirileri işlemeyi amaç edinmektedir.

Korona sürecinde hem kitlesel hem de bireysel şiddet vakalarında da maalesef ciddi bir artış söz konusu. Aile içi şiddetin hızla yükseldiği, uğradığı şiddet sonucu bireysel sığınma talep eden kadın sayısının çoğaldığı ve boşanma başvurularının dört kat kadar arttığı sürecin başlangıcında ilk gelen bilgilerden.

Günümüzde korku sineması, doyumsuz insanoğlunun istek ve arzuları doğrultusunda sınır tanımaz şiddet ve cinsellik barındıran bir havaya bürünmüştür. İlk dönemlerin zarif ve ince ölümleri sonraları kanların oluk oluk aktığı ve beden parçalarının ortalığa savrulduğu savaş sahnelerinin çok üstünde vahşet verici ve hatta iğrendirici öğelerle süslü bir yapıya dönüşmüştür.

Akran zorbalığı konusunda okullarda yapılacak çalışmalar arasında okul politikası geliştirme, kurum kültürü oluşturma ve akranlar arasındaki iletişimin niteliğini arttırma çalışmaları yapılması olası sorunların önlenmesi, azaltılması ve ortadan kaldırılmasına yardımcı olacaktır.

Siber zorbalık sadece söylemsel düzeyde gerçekleşmez, kişisel bilgilerin izinsiz kullanımı, mesajların, resimlerin kayıtların habersizce paylaşılması gibi etik dışı davranışları da içerir. Bu nedenle siber zorbalık, hem kullanılan aracın türüne göre hem de içeriğe göre çeşitlilik göstermektedir.


En Çok Okunanlar