18 Nisan 2021

  • Paylaş
mısır’ın iktidar aktörleri: elitler ve arap ayaklanmalarındaki rolleri

"Arap Baharı, Arap İsyanları ya da Arap Devrimleri” olarak adlandırılan halk ayaklanmalarından birçok Arap ülkesi etkilenmiş, kısmi reformlarla sistemin devamının sağlanmasından rejim değişikliğine, askeri dış müdahaleden iç savaşa kadar farklı tecrübeler ortaya çıkmıştır.

"Arap Baharı, Arap İsyanları ya da Arap Devrimleri” olarak adlandırılan halk ayaklanmalarından birçok Arap ülkesi etkilenmiş, kısmi reformlarla sistemin devamının sağlanmasından rejim değişikliğine, askeri dış müdahaleden iç savaşa kadar farklı tecrübeler ortaya çıkmıştır. “Arap Ayaklanmaları” şeklinde genel bir ifade ile Arap coğrafyasında yaşananlar ifade edilse de her ülkenin ayaklanmalara yol açan kendine özgü sebepleri bulunmaktadır. Mısır’da ayaklanmalar, otuz yıldır iktidarda bulunan Hüsnü Mübarek’in istifasına yol açmış, ancak yeni bir rejime geçiş süreci askeri darbe ile engellenmiştir.

“Ekmek, Özgürlük, Sosyal Adalet” sloganı etrafında vücut bulan ayaklanmalar, iktisadi ve sosyal meselelerin kitleleri harekete geçirmedeki rolünün somut bir örneğidir. Bu sloganda ağırlıklı temanın iktisadi meselelerle ilgili olması, Mısır örneğinde olduğu gibi halkın iktisadi sorunlar karşısındaki duyarlılığının ve talebinin ne kadar önemli olduğunu açık biçimde ortaya koymaktadır. Mısır’ın siyasal sisteminde dalgalanmalara yol açan ayaklanmaların arkasında yatan iktisadi nedenler ve ordunun iktisadi sistem içerisindeki rolü bağlamında Mısırlı elitlerin etkileri süreçte önemli aktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışmada, bu perspektiften bu aktörler ve rolleri anlatılmaya çalışılacaktır.

*Bu çalışma, “Arap Ayaklanmalarının Ekonomi Politiği ve Demokrasiye Geçiş Denemesi: Mısır Örneği” isimli doktora tezinden çıkarılmıştır.

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin İktidar sayısında...

 



İlgili Konular Arap Baharı Mısır
Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

Düşünce Dergisi’nin, iktidar kavramını enine boyuna tartıştığı ve farklı disiplinlerin bakış açılarını bir araya getirerek geniş bir perspektiften meselenin anlaşılmasına gayret ettiği yeni sayısı huzurlarınızda.

İktidarı herkes hayal eder, arzu eder. Bunda bir belirsizlik yok. Öte yandan iş, “istemeye” yani “irade etmeye” geldiğinde bu kadar emin olamıyoruz. Çünkü devlet ya da talih kuşu, her isteyene değil; istediğine konar. Zaten her isteyenin iktidar sahibi olamayacağı gerçeğini, gücün doğası ya da doğa yasası olarak güç bize söyler.

Yüzyılın başına göre hemen her alanda olduğu gibi ekonomik iktidar ile siyasi iktidar arasındaki ilişkilerde önemli değişmeler yaşandı. Önceleri ekonomik iktidarı elinde tutanlar siyasi iktidara sahip olurken günümüzde bu süreç tersine döndü. Toplumda siyasal iktidarı ellerinde bulunduranların ya da iktidarı denetleyenlerin ekonomik iktidara da sahip oldukları görüldü.

Neoliberalizm ile birlikte devletler, girişimcilik ile ilgili birtakım özgürlüklerin sağlanması ve serbest ticaretin gerçekleşmesi için kurumsal çerçeveyi oluşturmuştur. Ancak, bu kurumsal çerçeve, insanların refahına yönelik oluşturulmaya çalışılsa da kapitalizmin sermaye ile ilişkisinin yoğunlaşmasıyla bu çerçeveler uluslararasılaşma çerçevesinde finansallaşmayı tetiklemekte ve bireylerin gelirlerinin, finansal sisteme, borçlanmaları karşılığında dâhil edilmesine neden olmaktadır.

Bireyler, tüketilen nesneler çağının edilgen unsuruna; tüketmek için üreten kişilere dönüşmüştür. Bu dönüşümün temelinde, zihniyette olduğu kadar uygulama alanı olan pazarların da yoksunluk çektiği ahlâk unsurunun kullanılamayışından söz edilebilir.

yirmi birinci yüzyılın teknoloji temelli iktidarı

Enformasyonun ve toplumun, yapay zeka ve bilgisayarlar/bilgisayar ağlarınca kontrol edilmeye başlanması, aynı zamanda toplumsal iktidarların daha da güçlenmesine ve -bu iktidar güçleri üzerinde hiçbir söz hakkı bulunmayan- sıradan insanların paranoyalarının en üst düzeylere taşınmasına da yol açmıştır.


En Çok Okunanlar