Güncelleme: 18 Mart 2023

  • Paylaş
dünden bugüne türkiye türkçesi ağızları

Oğuz boyları ile Oğuz olmayan Türk unsurları arasındaki ağız ve lehçe farklılıkları ile yerleşme tarihindeki bu farklılıklar, Türkiye’deki ağız ayrılıklarının temel sebebi olarak gösterilebilir.

Dil (İng. language, Fr. langue, Alm. sprache, İt. lingua, Rus. язык) kısaca insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal, çok yönlü bir vasıtadır. Kendisine özgü kuralları olan ve ancak bu kurallar çerçevesinde gelişen canlı bir varlıktır. Ağız (İng. dialect, Fr. parler, Alm. mundart, İt. Parlata, Rus. диалект) ise bir dilin bir şive içerisinde ses bilgisi (~fonetik), şekil/biçim bilgisi (~morfoloji), anlam bilgisi (~semantik), cümle bilgisi/söz dizimi (~sentaks) ve söz varlığı (~leksikoloji) açısından bazı farklılıklar gösteren, yalnızca belli bir yörede/bölgede kullanılan konuşma biçimidir. Ya da ağız daha geniş bir şekilde şöyle tanımlanabilir:

Aynı kökenden geldiği üst sistem durumundaki bir standart dile bağlı, doğal olarak ortaya çıkmış; aile ve dost çevresinde, iş yerlerinde; okuryazarlığı az, bulunduğu bölgeden uzun süre ayrı kalmamış insanlarca sözlü iletişimde dilin başka türleriyle karşı karşıya gelme oranına göre değişen biçimde kullanılan, resmî ortamlarda kullanılmasından kaçınılan, yazılı bir gelenek oluşturamamış, iletişim alanı sınırlı, bağlı olduğu üst sistemden dilin her alanında karşılıklı anlaşmanın korunacağı oranda ayrılabilen, prestiji ölçünlü/standart dile göre daha az yerel konuşma biçimleridir (Demir, 2002: 114).

Bu bağlamda Türkiye Türkçesinin ölçünlü/standart konuşma dilinden farklı olarak Antalya ağzı, Konya ağzı, Giresun ağzı, Isparta ağzı, Edirne ağzı, Sakarya ağzı, Trabzon ağzı, Kayseri ağzı, Denizli ağzı, Muğla ağzı, Erzurum ağzı, Trabzon ağzı, Kayseri ağzı ve Adıyaman ağzı vb.’nin çeşitli söyleyiş, biçim, anlam, söz dizimi ve söz varlığı bakımından farklılıklara sahip olmasıdır. Bu ağızlar aynı ilin ilçeleri, beldeleri hatta birbirine çok yakın köyleri arasında bile farklılık gösterebilir.

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "Türkçe" sayısında...

 



Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminin daha sistemli ve etkili olabilmesi için doğrudan bu alana özgü öğretmen yetiştirme politikasının kısa sürede hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Yazı dili üzerine yapılan çalışmaların yanında konuşma dili alanında yapılanlar eser miktardadır. Konuşma dili nasılsa biliniyor diye mi düşünülmüştür, yazıyı çözersek kendiliğinden çözülür diye mi, bilemiyoruz.

Bir toplumun kültürel yapısının ve özelliklerinin dile yansımaları çevirmenin sadece yabancı dil ve kültürü değil aynı zamanda kendi dil ve kültürünün yapısını, beklentilerini ve kullanımını çok iyi bilmesi gerektiği aşikardır.

Sahaya girdiğiniz zaman şunu görüyorsunuz. Almanya’da artık Türk çocukları çok dilli büyüyorlar. Türkçe, Almanca bir de İngilizce var. Yaptığımız istatistiklerde çok dilli bir neslin Avrupa'daki Türkler arasına geldiğini görüyoruz. Ama burada bana göre eksik olan ayak Türkçe ayağı.

Şinasi’den beri ağır aksak yürüyen Türkçeye gidiş giderek sür’atlenecek, hep kabul edildiği gibi Reşat Nuri, Refik Halit, Falih Rıfkı’da dil merkezini bulacaktır. Bu noktadan sonra Türkçe tarihinin en güzel örneklerini verecektir.

batı kökenli bazı kelimelerdeki ses olaylarının yazım kılavuzu’na yansıması üzerine


En Çok Okunanlar