Güncelleme: 24 Kasım 2015

  • Paylaş
türklerde devlet ve arşiv
türklerde devlet ve arşiv

Osmanlı Devleti’nin resmî kâğıda ve arşive verdiği değeri hiç kimse, Sultan III. Mustafa’nın kendisine ait bir fermandaki şu sözleri kadar ortaya koyamazdı: “Defterler, devletin hazinesi mesabesindedir. Tek harfine bile zarar gelmesinin hesabını hiç kimse veremez.”

Devlet, bir ülkede siyasî ve askerî egemenlik gücünü elinde bulunduran organizasyonun/örgütlü yapının adıdır. Hiç şüphesiz böylesi bir yapının uzun süreli ve başarılı olması, güçlü ve hızlı işleyen bir bürokrasi ile mümkündür. Bürokrasi devletin “görünen yüzü”dür; bu sayede tebaa veya vatandaş devletin varlığını hisseder. Devlet de, bürokrasisi eliyle kendine bağlı insanların hem kendisiyle ve hem de diğer insanlarla ilgili işlerini halletmeye çalışır. İyi işleyen bir bürokrasi devleti güçlü ve başarılı kılarken ona bağlı insanları da büyük oranda mutlu eder.

Bürokrasi, Latince “bureau” ve “cratie” kelimelerinden oluşan bir birleşik kavram olup devlet bürolarının/dairelerinin yetkilerini kullanan sistemin adıdır. Bir başka deyişle, bu dairelerin hem kendi içlerindeki
ve hem de başka daireler arasındaki işleyişi ve onun kurallarının tümü bürokrasi kapsamındadır. Bundan dolayı bürokrasinin bir tanımı da devlet örgütleri yönetimidir.

Fransız siyaset bilimci Duverger’e göre bürokrasi devletin işleyen bir mekanizmasıdır. Bugün bile şikayet ettiğimiz ve adına bürokrasi dediğimiz her şey, Duverger’in mekanizma dediği yapının içinde mevcuttur. Bundan dolayı Duverger’e göre bürokrasi şu üç anlama gelmektedir:
-Tüm devlet örgüt ve personeli
-Belli bir örgütlenme biçimi/modeli
-Kırtasiyecilik

 



İlgili Konular Mustafa Budak devlet arşiv
Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

günümüz türkiye sinde müslüman kadının siyasi hayata katılımı üzerine görüşler

Geçmişte Müslüman kadınlar siyasi partilerin iktidar savaşında araç olarak kullanılmış ancak seçimlerden sonra evlerine geri gönderilmişlerdi. İslamcı olsun olmasın ataerkil zihniyetin uzantısı niteliğindeki bütün siyasi partiler için bu geçerlidir.

devletin kaybından sonra bir milletin tasfiyesi endülüs müslümanlarının sonu

Moriskolaştıktan sonra görünüşte Hristiyanlığı kabul etseler de Eski Hristiyanlar onların bu yeni kimliklerine hiçbir zaman güvenmemiş ve kendileri için uygun gördükleri bir zamanda da tamamen tasfiye yoluna gitmişlerdir. Günümüzde bu dramatik süreci iyi tahlil etmediğimiz takdirde dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan sadece Müslümanların değil, ezilen pek çok milletin yaşadığı dramları anlamlandırmamız mümkün değildir

muhammed abid cabiri ve mustafa akkad ın eserleri ışığında islam

Peygamber dönemi siyasi formasyonunun tam anlamıyla bir devlet şeklini alması daha sonraki dönemlerde görülebilir; ancak peygamber döneminde; yetke (sulta), bu yetkenin kaynağı ve meşruiyeti ispatlamaya yönelen ve dine daveti esas amaç edinen, bu dava-ispat ekseninde şekillenen bir siyasi yapıdan söz edilebilir.

devletin ideolojik aygıtı olarak sinema

Duygusal boyutta özdeşleşebileceği kahramanlar ile hayalleri bir araya getiren sinema, devletin ideolojisi ile toplum arasında bir arabulucu gibidir. Genellikle ise bu arabuluculuk devletin hanesine artı puan yazdıran ikna ile sonuçlanır.

rasyonel aklın türevlerine karşı geleneğin tortusu

Sözleşmeyi haklılaştırmak için türev vazifesi gören rasyonalizm, aklı kutsamak adına, bütün etik ve ahlaki değerleri irrasyonel ve modası geçmiş yaftasıyla reddetmiştir.Geleneksel ilişki biçimlerinin ve dayanışma ruhunun kaybolması ile insan muhafazasız kalırken, devlet giderek daha fazla merkezileşmeye ve totaliterleşmeye başlamıştır.

el-med netü l-f dıla

Demokrasi Farabî’ye göre her türlü hazcılığı ihtiva edebilecek ve her türlü fasid fikrin ortaya çıkmasına neden olabilecek bir yönetimdir. Demokrasi herkese her şeyi yapması için serbestiyet tanıdığı için faziletli olması mümkün değildir.


En Çok Okunanlar