13 Ocak 2024

  • Paylaş
arzuların manipülasyonu: the century of the self

Bernays’a göre bir tüketiciye ürün satarken akla hitap etmek yanlıştı. Örneğin bir araba için “Bu arabayı almalısınız.” yerine “Bu arabayı alırsanız iyi hissedersiniz.” demek ürün ve tüketici arasındaki bağdan dolayı daha etkiliydi.

The Century of the Self (Ben Devri) adlı 4 bölümden oluşan belgeselin yapımını BBC ve Zodiak Media üstlenmiştir. Yönetmenliğini Adam Curtis’in yaptığı 2002 tarihli belgesel, düşünce ve duygularımıza hitap ederek kitlesel tüketim toplumunun tarif edilemez ve tartışmalı büyümesini ele almaktadır. Her şeyi tüketen benlik nasıl, kim tarafından ve kimin yararına yaratılmıştır? Halkla ilişkiler ve propagandanın kurucusu Edward Bernays’ın çalışmaları bu sorunun cevabını verir niteliktedir. Amcası Sigmund Freud ve dönemin popüler psikanalisti Ernest Dichter’in psikanalitik teorilerini kullanarak kitlelerin nasıl manipüle edildiği belgesel aracılığıyla gözler önüne serilmektedir. Mutluluk Makineleri, Rıza Mühendisliği, Kafalarımızın İçinde Bir Polis Var, Sekiz Kişi Kettering’de Şarap Yudumlarken adlı bölümlerde, kitle manipülasyonunu Freudyen fikirlerle harmanlayarak propagandanın insan zihninde ve içsel benliğinde nasıl çalıştığı örneklendirilmeye çalışılmıştır.

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "manipülasyon" sayısında...

 



Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

Bernays’a göre bir tüketiciye ürün satarken akla hitap etmek yanlıştı. Örneğin bir araba için “Bu arabayı almalısınız.” yerine “Bu arabayı alırsanız iyi hissedersiniz.” demek ürün ve tüketici arasındaki bağdan dolayı daha etkiliydi.

Üzerinde durulan konulardan biri internete ve sosyal medyaya giren bireylerin bütün hareketlerinin takip edilmesidir. Birey bazında kişilerin nelerden etkilendikleri, neleri beğendikleri, neleri sevmedikleri ve onları hangi duyguların harekete geçirdiği bilinmekte ve böylelikle her kullanıcının bir modeli oluşturulmaktadır

Canetti, çalışmasına “kitle” kavramını veya fenomenini çözümleyerek başlar. Buna göre kitle, asıl emeli olan deşarj anına ulaşmayı arzu ve ümit eden bir topluluktur.

Bireyler bir araya gelip bir kitle oluşturduklarında bir “kolektif şuur”un etkisi altına girerler. Bundan sonra ayrı ayrı düşünen ve karar alan bilinçli insanlar değil, tek bir zihniyetle hareket eden bir yığın haline gelirler. Bu nedenle kitle halindeki bir kişiden bilinçli muhakemeyle alınmış kararlar beklemek yersizdir.

Radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçları ile kıyaslandığında sosyal medyanın “kamusal alan” potansiyeli taşıdığı söylenebilir; ancak hiçbir tesir ve yönlendirme olmaksızın insanları kendiliğinden örgütleyecek güçte olup olmadığı tartışmalıdır. Sosyal medyadaki örgütlenme ne kadar kendiliğinden ne kadar manipülatif?

Twitter’da amaç mesaj paylaşmaktı, Instagram’da ise asıl odak fotoğraftaydı. Kalple beğenmeyle birlikte öz onay bağımlılığı sorununa dönüşecek bir furya başladı. “Selfie” çılgınlığı ile birlikte mecra da büyüdü. Reklamcılar, geleneksel yollardan ulaşamayacaklarıkadar takipçiye sahip girişimci Narkissoslar, yani influencerlar aracılığıyla insanlara ulaştı.


En Çok Okunanlar