13 Ocak 2024

  • Paylaş
kitap değerlendirmesi: kitle ve iktidar

Canetti, çalışmasına “kitle” kavramını veya fenomenini çözümleyerek başlar. Buna göre kitle, asıl emeli olan deşarj anına ulaşmayı arzu ve ümit eden bir topluluktur.

Canetti’nin kaleme almış olduğu bu uzun soluklu çalışmayı ele alan karşınızdaki inceleme yazısı bir özet mahiyeti ihtiva etmemektedir. Bunun yerine, eserin muhteviyatını salih bir şekilde ilgili okuyucuya aktarmak amacıyla, Canetti’nin ortaya koymuş olduğu kavramlar üzerinden giden sınıflandırmalar mümkün olduğunca somutlaştırarak bir çerçeve sunulması hedeflenmektedir. İlk önce, nicel olarak telaffuz etmek gerekirse, çalışmanın yaklaşık üçte birine karşılık düşen kısımda Canetti’nin bize sunmuş olduğu kitle türlerinden bahsedilecek ve ardından kitlelerin sembolleri açıklanacaktır. Devamında, sürü türlerine yer ayırarak tüm bu kavramların somut bir çerçeveye oturtulacağı örnekler verilecektir.

Canetti çalışmasına “kitle” kavramını veya fenomenini çözümleyerek başlar. Buna göre kitle, asıl emeli olan deşarj anına ulaşmayı arzu ve ümit eden bir topluluktur. Eserde kitlelerin asıl sınıflandırılacağı noktalardan birisi ise doğrudan bu deşarj anlarına dayanmaktadır. Örneğin, Canetti’nin ortaya koymuş olduğu bir sınıflandırmanın ürünü olarak, “yavaş kitle”lerin deşarj anları uzun sürümlü, ulaşılması epey zahmet ve çile gerektiren süreçlerin sonunda gelmektedir. Canetti burada durağan kitleye uygun düşmesi açısından İsrailoğullarının Mısır’dan göçünü örnek gösterir. Nihayetinde bu kitlenin bir amacı vardır ve o da kendilerine vaat edilmiş olan topraklardır. Fakat “yol uzundur, engeller bilinmez ve her taraf tehlikelerle doludur ama hedefe ulaşılmadan hiçbir deşarja izin verilmez”. Buradan anlaşılacağı üzere, nihai amacı deşarj anına varış şeklinde bir araya gelen bir kitle olarak yavaş kitlelerin bunu gerçekleştirmesi muğlak ve oldukça ileri bir tarihe denk düşer.

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "manipülasyon" sayısında...

 



Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

Bernays’a göre bir tüketiciye ürün satarken akla hitap etmek yanlıştı. Örneğin bir araba için “Bu arabayı almalısınız.” yerine “Bu arabayı alırsanız iyi hissedersiniz.” demek ürün ve tüketici arasındaki bağdan dolayı daha etkiliydi.

Üzerinde durulan konulardan biri internete ve sosyal medyaya giren bireylerin bütün hareketlerinin takip edilmesidir. Birey bazında kişilerin nelerden etkilendikleri, neleri beğendikleri, neleri sevmedikleri ve onları hangi duyguların harekete geçirdiği bilinmekte ve böylelikle her kullanıcının bir modeli oluşturulmaktadır

Canetti, çalışmasına “kitle” kavramını veya fenomenini çözümleyerek başlar. Buna göre kitle, asıl emeli olan deşarj anına ulaşmayı arzu ve ümit eden bir topluluktur.

Bireyler bir araya gelip bir kitle oluşturduklarında bir “kolektif şuur”un etkisi altına girerler. Bundan sonra ayrı ayrı düşünen ve karar alan bilinçli insanlar değil, tek bir zihniyetle hareket eden bir yığın haline gelirler. Bu nedenle kitle halindeki bir kişiden bilinçli muhakemeyle alınmış kararlar beklemek yersizdir.

Radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçları ile kıyaslandığında sosyal medyanın “kamusal alan” potansiyeli taşıdığı söylenebilir; ancak hiçbir tesir ve yönlendirme olmaksızın insanları kendiliğinden örgütleyecek güçte olup olmadığı tartışmalıdır. Sosyal medyadaki örgütlenme ne kadar kendiliğinden ne kadar manipülatif?

Twitter’da amaç mesaj paylaşmaktı, Instagram’da ise asıl odak fotoğraftaydı. Kalple beğenmeyle birlikte öz onay bağımlılığı sorununa dönüşecek bir furya başladı. “Selfie” çılgınlığı ile birlikte mecra da büyüdü. Reklamcılar, geleneksel yollardan ulaşamayacaklarıkadar takipçiye sahip girişimci Narkissoslar, yani influencerlar aracılığıyla insanlara ulaştı.


En Çok Okunanlar