03 Ağustos 2018

  • Paylaş
prof. dr. cengiz eruzun ile türk evi üzerine röportaj

Hocam merhaba. Düşünce Dergisi’nin bu sayısında kent ve kentliliği konu ediyoruz. Sizce bir şehre dokusunu veren evlerin genel nitelikleri nelerdir? Geleneksel Türk Evi’nin temel özellikleri nelerdir?

Şehirden önce köyleri düşünelim. Ben köylü değilim, kasabalıyım
ama kasabanın da uç bir yerleşmesinden. Uzunosmanoğlu ailesine ait
altı tane ev vardı. Denizi gören altı ev, denizden patika yolu ile çıkıyorsunuz
ve en yüksekte de bizim ev... Böyle bir konumdaki evde yaşıyoruz.
Arazimiz var ekiyoruz, biçiyoruz. Yürüyerek çarşıya gidip geliyoruz.
Aşağı yukarı bir saatlik yürüme ile gidilirdi kasabaya. Çarşı dediğimiz
yer de zaten böyle birikmiş mahallelerin, daha büyük mahallelerin bir
araya geldiği yerdir. Fındıklı merkezi. Orada perşembe günleri -hep
perşembedir ben doğduğumdan beri- Fındıklı’nın pazarı kurulur. Pazara
gidilir. Ne satılır? Yumurta, tavuk, fasulye, kışın kuru fasulye gibi
soya fasulyesi gibi şeyler. Soya fasulyesi bizim oralar için bilhassa çok
önemliydi.

 

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Kent sayısında...



Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

Belki de güzelliğin en büyük cazibesi, güzelliğin bizatihi ona kayıtsız ve yabancı olan ve estetik değerini sadece birbirlerine olan yakınlıklarından alan unsurların şeklini aldığı gerçeğinde yatmaktadır

“Harcıâlemleştirme; bir kişinin tekelinde olanın iki ya da daha çok kişinin kılınmasıdır.”1 Bu tanımın işaret ettiği “mübadele”, esas itibariyle Pazar’ın işlevidir. Bir mübadele alanı olan Pazar yeri, üretim ve tüketim ilişkilerini belirlerken bir yandan da bu ilişkiler üzerinden toplumsal yapıyı ve yaşam biçimini şekillendirir.

Türk edebiyatının önemli yazarlarından biri olan Refik Halid Karay 1888-1965 yılları arasında yaşamıştır. Yaşadığı dönem itibariyle Osmanlı Devleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geçirdiği önemli kırılma noktalarına şahit olmuştur.

Tanzimat’tan sonra Türk edebiyatında edebi bir tür olarak varlığını gösteren romanın en önemli mekânı İstanbul’dur. Türk romanında birçok kahraman acılarını, sevinçlerini, maceralarını, tutkularını İstanbul’da yaşar.

Sanatların içinde en kentlisi sinemadır. Jacques Ellul’ün ifadesi ile bu bir zorunluluktu.

İnsanlık tarihi incelendiğinde zaman ve mekândan bağımsız, siyasi, sosyal, ekonomik olanlar başta olmak üzere tüm temel parametreleri aşan eylemlerden birinin tüketim olduğu görülmektedir.


En Çok Okunanlar