17 Mart 2023

  • Paylaş
türk eğitim sisteminin tinsel meşruiyeti ve 2023 eğitim vizyonu

Son tahlilde 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi, insan ve eğitim fenomenine yaklaşımda resmi ağızdan akıl-kalp kutupsal sinerjisi vurgusuyla bir ilke imza atmış ve fakat tinsel meşruiyet açısından aynı önemli opsiyonu, gönlü düşüncenin stepnesi kılan ayrıntılı öneri ve düzenlemelerdeki vurgularla bloke etme yoluna girmiştir.

Eğitim, tarih boyu hakkında en çok iddia üretilen ve en çok hüsran yaşanan sosyal hayat alanlarından biridir. 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi de içinde eğitime dair açık ve örtülü bir dizi iddia taşıyan, bu kabil örnekler cümlesindendir1. Söz konusu iddialar kompozisyonunun hayata yansıma başarısı itibariyle kritik soru, bu belgede eğitim fenomeninin tinsel meşruiyetini temsilen insan unsurunun mu yoksa biçimsel meşruiyetini temsilen eşya (maddi-sosyal-teorik teknoloji) unsurunun mu mercek altına alınmış olduğudur? Çünkü öznesi insan olan her deneyim gibi eğitimde de tinsel meşruiyet, tek yönlü olarak biçimsel meşruiyeti belirleme gücüne sahiptir. Bir başka deyişle öznel gerçekleşimlerde biçimsel meşruiyet eksiği, tinsel meşruiyetin derinliğiyle telafi edilebilmekte ama bunun tersi mümkün olamamaktadır. Söz gelimi araba denilen mekanik düzenek itibariyle gönül yapma derdi söz konusu olmamakta; biçimsel donanım ve gerekli yakıt ikmali, işlerliği beraberinde getirmektedir. Halbuki kalbe dokunmayan öznel bir düzeneğin, biçimsel donanımına rağmen yürürlük olasılığı bulunmamaktadır2. Nesneler dünyasında kayda değer mesafe almış olan modern bilimin, özneler dünyasında tökezlemesi de bahse konu irrasyonel / metafizik dinamiğe eğreti duruşuyla ilişkili olsa gerektir3.

Küçük çaplı bu makalenin özgünlüğü, Türk eğitim sisteminin fazlasıyla sayılıp dökülmüş olan dışa dönük biçimsel meşruiyet argümanları ve rasyonalitesi değil pozitivist yaklaşımın adeta yok saydığı içe dönük tinsel meşruiyet kodları ve irrasyonalitesini -2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’yle ilişkilendirerek-felsefi ve tarihi bakış yöntemiyle irdelemiş ve tartışmaya açmış olmasıdır.

1 2023 Eğitim Vizyonu, Bilgi @ Türkiye Eğitim.Com.

2 Akgündüz, H.: Tevhid-i Tedrisat Kanununun Amaç Gerçekleştirme Başarısına İlişkin Bir Çözümleme, Türk Tarih Eğitimi Dergisi, Sayı 8,Yıl 2019.
3 Trusted, J.: Fizik ve Metafizik, Çev .S. Yılmaz, İnsan Yayınları, İstanbul 2018,s.158-18; Schopenhauer,A., Mantıksal Düşünce Doktrini, Çev. E. Yıldırım, Roman Yayınları, İstanbul 2017,s.11-77; Brubacer, R. Rasyonalitenin Sınırları, Çev. B. Tanıyan- G. Çeğin, Phonix Yayınları, İstanbul 2017,s.16vd; Somuncuoğlu, S. Bilimsel Yöntem Tartışmaları Bağlamında Bilim Felsefesi, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara 2019,s.133vd; Mendiyev, N. Çağdaş Epistemolojiye Giriş, Çev. Heyet, İnsan Yayınları, İstanbul 2017,s.22.

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "Din" sayısında...

 



Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

Aslında pozitivizmin sunduğu türden kesin bir ilerlemecilik fikri bir yanlışlık olarak ortada dursa da bu durum insan hayatında ya da dünya tarihinde hiçbir şekilde bir ilerlemenin olmadığı anlamına gelmez. Pozitivist ilerleme, bir genelleme sonucunda ilerlemenin kesin şekilde iyi olduğuna hükmetmiş bir yaklaşımdır ve yanılgısı da bu hükmünden kaynaklanmaktadır.

Son tahlilde 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi, insan ve eğitim fenomenine yaklaşımda resmi ağızdan akıl-kalp kutupsal sinerjisi vurgusuyla bir ilke imza atmış ve fakat tinsel meşruiyet açısından aynı önemli opsiyonu, gönlü düşüncenin stepnesi kılan ayrıntılı öneri ve düzenlemelerdeki vurgularla bloke etme yoluna girmiştir.

Bu kitap, İslam tarihinde Müslümanlar arasında var olan fikir ve inanç birliğini inkâr etmiyor. Aksine bu meseleyi “İslam dünyası” fikrinden ve bu fikrin üretildiği bağlamdan ayırıyor. “İslam dünyası” fikrinin iddia ettiği siyasi kader birliği fikrinin on dokuzuncu yüzyılda belirdiğini ifade ediyor.

Medeniyet tecrübemizi ve tefekkür tarihimizi, medeniyetimizin kendi gökyüzü altında inceleyen Fazlıoğlu, “ışk-amel-hâl”in “akılnazar-kâl”e tercih edildiğini söyler. Böylece tasavvuf ve halk terbiyesi önceliği ilm’e değil ışk’a vermiştir.

Yunan Anayasası’nın laik olmadığını hatırlatmak gerekir. Bu durumda Yunan Devleti Kiliseye ve Ortodoks din adamlarına herhangi bir siyasi müdahalede bulunamazken, Türklere ait dini kurumları hegemonyası altına alması elbette ki bir çelişki ihtiva eder. Bu durumu acaba din özgürlüğünde çağ atlayan Yunanistan’ın kendi halkından önce Azınlığa laikliği getirme lütfu olarak mı anlamalıyız?

Arnavutluk'ta diktatör Enver Hoxha'nın partisinin attığı ilk adım, din adamlarına karşı mücadele olmuştur. Parti, din adamlarının dini vaazlardan ve çeşitli dini törenlere ve bayramlara katılmaktan vazgeçmesini talep etmiştir. İtaatsizlik durumunda, din adamları ve yandaşları propaganda yaptıkları gerekçesiyle cezalandırılacaktı ve devlete ihanet etmiş sayılacaklardı.


En Çok Okunanlar