İlmi çalışmaları ile birlikte tercüme işini büyük bir titizlik ve disiplinle sürdüren Erol Güngör’ün kendi tabiriyle “bir feragat işi” olarak gördüğü mütercimlik, onun hayatında neden bu kadar merkezi bir yer tutmuştur? Tercümenin “kimlik” ve “dil” ile olan irtibatı nedeniyle Güngör bu feragat işini, bir mükellefiyet olarak üstlenmiştir.
Osmanlı kimlik politikalarındaki dönüşüm zamanın şartları ve gerekleriyle alakalı olarak pragmatik ve konjonktürel bir dönüşüm yaşamış, bu bağlamda kozmopolit bir Osmanlıcılıktan homojen bir Türkçülüğe evrilmiştir.