Güncelleme: 17 Haziran 2017

  • Paylaş
dünle yarının arasında 21 mayıs

Artık sıradanlanmış, eski deyimle mutad hale gelmiş bir yıldönümü 21 Mayıs... 1864 senesinin 21 Mayıs’ı Çerkesya’nın son karargâhının düşüşünden birkaç gün sonra Çar’a “Çerkesya sizindir” müjdesinin verildiği tarih.

Hatırlamak insanı daha iyi, daha akıllı, daha temkinli kılar. En önemlisi de geleceğin daha isabetli planlanmasını sağlar.

Tarih disiplini, başına gelenleri hatırda tutmak ve kendisinden sonrakilere aktarmak amacıyla not tutan bir Yahudi tarafından icat edildi derler. Muhtemelen icat ettiği bu disiplinin halkını ölümsüz kılacağını o Yahudi de bilmiyordu.

Mark Twain öyle dermiş. “Herkes ölümlüdür, Yahudilerden başka...” Kinayesi bir kenara, anlamı derin bir söz bu. Onları yok etmek isteyen Mısırlılar yok oldu, Persler de, Asurlular da, Romalılar da, Naziler de...

Yahudiler yaşıyorlar. Çünkü onlar hatırlıyorlar. 

Artık sıradanlanmış, eski deyimle mutad hale gelmiş bir yıldönümü 21 Mayıs... 1864 senesinin 21 Mayıs’ı Çerkesya’nın son karargâhının düşüşünden birkaç gün sonra Çar’a “Çerkesya sizindir” müjdesinin verildiği tarih. O günden beri ‘Kbaada’ yaylasının adı ‘Krasnaya Polyana’ Kızıl çayır... İnsanlıkla alay eder gibi. İnsanlığın şerefine, aklına, ecdadına söver gibi... Krasnaya Polyana...

Gerçekten de o günden bugüne Çerkesya Çerkeslerin değil. Çerkesya gasp edilmiş, geçmişi silinmiş, insanları çıkartılmış, astarı yüzü yer değiştirmiş bir coğrafya. Bugün o coğrafyanın kuytu bir takım yerlerinde oluşturulmuş rezervasyon alanlarında, yani toplama kamplarında 1864 öncesinin şövalyelerinin torunları yaşıyor. Atalarının kimliğine, kültürüne, mücadelesine ilişkin belli belirsiz bilgilere sahip, kim olduğuna o toprakların hâkimi olan Ruslar tarafından karar verilmiş, bu karar doğrultusunda birbirine karşı kimlik kavgası veren bir sürü ‘halk!’ 

 

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Göç sayısında...



İlgili Konular Hulusi Üstün 21 Mayıs
Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

dünden bugüne göçler ve türkiye

Göç ve mülteciliğin akademik ve toplumsal hayatımıza bu kadar yoğun bir biçimde girmesinde şüphesiz, (Suriye savaşının başlamasıyla) İkinci Dünya Savaşı’ndan beri en büyük zorunlu göç sorunu ile karşı karşıya olmamızın önemli bir payı var.

Altıncı yılını dolduran Suriye iç savaşı ve Türkiye’nin uyguladığı açık sınır politikasının neticesi olarak resmi rakamlara göre üç milyon civarında Suriye vatandaşı bu süreç içerisinde ülkemize sığınmıştır.

takdim yerine tarihin değişmez akıntısı göç

düşünce dergisi'nin altıncı sayısı çıktı

Artık-değerin gaspı, feodal bağlarından özgürleşmiş emek gücüne ve paranın mahiyetinde gizlenmiş meta fetişizmine olduğu kadar emek sürecinin denetimini kaybetmemek adına emekçiyi daima baskılayacak bir yedek emek ordusuna ihtiyaç duymaktadır. İşte bu çok ihtiyaç duyulan yedek emek ordusunu besleyen en önemli demografik hareket de göç olmuştur.

Tarih boyunca yapılan göçlerin insanın varoluşunu tamamlayan bir süreç olduğundan bahsedilebilir. İnsan gruplarının, dolayısıyla kültürlerin karşılaşmasından yeni toplumsal yapılar, yeni kültürler oluşur. Her bir karşılaşma yeni bir toplumsal inşa manasına gelir.

dr kerem kınık ile göç üzerine

"insani diplomasi önemini yeni idrak ettiğimiz bir kavram"


En Çok Okunanlar