Düşünce Dergisi’nin, iktidar kavramını enine boyuna tartıştığı ve farklı disiplinlerin bakış açılarını bir araya getirerek geniş bir perspektiften meselenin anlaşılmasına gayret ettiği yeni sayısı huzurlarınızda.
İcat edilmiş gelenek/gelenekler için “neden icat edildiler” sorusunu sormak önemlidir. Hobsbawn, icat edilmiş bu geleneklerin grup birliğini sağlamak ve bunu meşru kılmak adına tarihe başvurduklarını ifade etmektedir. Hatta devrimci hareketler dahi bir noktada halk geçmişine, devrim geleneklerine ve kendi şehitlerine atıfta bulunarak yaratmış oldukları yeniliklerin sağlamlaştırma çabasında bulunmuşlardır.
Kültür ve sanat politikaları, toplumsal düşünce, inanç, değerler ve davranışların izdüşümü olup, siyasal hayatın yönlendiricisi konumundadır. Bu noktada iktidar tarafından gerçekleştirilmek istenen siyasal mühendisliğin vazgeçilmez unsurlarından biridir.
David Ricardo vergiyi, bir ülkenin toprak ve emek ürünlerinden hükümetin emrine verilen parça olarak tanımlamakta ve bu tanım içindeki hükümet ibaresi vergi ile iktidar arasındaki ilişkiye dair çıkarımlar sunmaktadır. Bu yazıda Ricardo’nun dikkat çektiği minvalde kısmen siyasal iktidar-vergilendirme münasebetine değinilecektir.
İki ismin ortak çabası devleti zamansal ilişkilerin nedensel ilişki olduğu zannıyla açıklayan kuramlara, kavrayışlara ve izahlara karşı çıkarak kendi özgül ve çok katmanlı kuramlarını ortaya koymaktır. Modern Devlet olgusu kanaatimizce ancak Tilly ve Bourdieu birlikte anlaşıldığında kavranılmaya müsait hale gelmektedir.
Hukukun esas sınırlayıcı hükmü siyasî iktidara yönelik veçhesiyledir. Çünkü, hukuk olmasa da, siyasî iktidar, güç sahibi olması hasebiyle insanı sınırlayabilir. Ancak, hukuk olmazsa insanın siyasî iktidara karşı bir sınırlama vazifesi görebilmesi mümkün gözükmemektedir.