Güncelleme: 09 Ocak 2016

  • Paylaş
türkiye’de milli devlet inşası ve kürt hayali cemaatçiliği
türkiye’de milli devlet inşası ve kürt hayali cemaatçiliği

Milli devletlere meşruiyet zemini veren milletler, kendisini aşan etnik çekirdeğin çevresini kuşatması ile birlikte ortaya çıkmışlardır. Bu meyanda millet, ırki – kavmi – etnik - tribal soy aidiyetlerinden öte kültürel, siyasi, coğrafi, iktisadi ve hatta dini değerleri bünyesinde barındıran sosyolojik bir kategoridir.

Kıta Avrupası’nda başlayan ve kökleri 15.yüzyıla kadar uzanan modernleşme süreci toplumların felsefi, hukuki, iktisadi, siyasi örgütlenme modellerini derinden sarsacak değişimleri beraberinde getirmiştir. Sürecin bir devamı olarak mütalaa edilen Sanayi İnkılâbı ve Fransız İhtilali ise ulusal egemenlik formülasyonu üzerinden yükselen milli devlet olgusunun yaygın bir politik ünite olarak görünürlük kazanmasına yol açmıştır. İngiltere ve Fransa’nın önderlik ettiği bu süreç, Doğu Avrupa’dan Afrika coğrafyasına uzanan geniş bir alanda etkisini göstermiştir.

Burada Türk modernleşmesinin siyasi evresini teşkil eden milli devlet inşası süreci, Kürt etnisitesi etrafında dile getirilen sorunlar çerçevesinde ele alınacaktır. Milli devlet inşasının belirgin hususiyetleri ortaya konacak, buna bir tepki olarak takdim edilen “Kürt isyanları” olgusu, Kürt hayali cemaatçiliğinin sınırları çerçevesinde tartışılacaktır.

...........

Aytekin Ersal



İlgili Konular Aytekin Ersal
Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberin tüm hakları Düşünce Dergisi'ne aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir.

  • Paylaş

günümüz türkiye sinde müslüman kadının siyasi hayata katılımı üzerine görüşler

Geçmişte Müslüman kadınlar siyasi partilerin iktidar savaşında araç olarak kullanılmış ancak seçimlerden sonra evlerine geri gönderilmişlerdi. İslamcı olsun olmasın ataerkil zihniyetin uzantısı niteliğindeki bütün siyasi partiler için bu geçerlidir.

devletin kaybından sonra bir milletin tasfiyesi endülüs müslümanlarının sonu

Moriskolaştıktan sonra görünüşte Hristiyanlığı kabul etseler de Eski Hristiyanlar onların bu yeni kimliklerine hiçbir zaman güvenmemiş ve kendileri için uygun gördükleri bir zamanda da tamamen tasfiye yoluna gitmişlerdir. Günümüzde bu dramatik süreci iyi tahlil etmediğimiz takdirde dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan sadece Müslümanların değil, ezilen pek çok milletin yaşadığı dramları anlamlandırmamız mümkün değildir

muhammed abid cabiri ve mustafa akkad ın eserleri ışığında islam

Peygamber dönemi siyasi formasyonunun tam anlamıyla bir devlet şeklini alması daha sonraki dönemlerde görülebilir; ancak peygamber döneminde; yetke (sulta), bu yetkenin kaynağı ve meşruiyeti ispatlamaya yönelen ve dine daveti esas amaç edinen, bu dava-ispat ekseninde şekillenen bir siyasi yapıdan söz edilebilir.

devletin ideolojik aygıtı olarak sinema

Duygusal boyutta özdeşleşebileceği kahramanlar ile hayalleri bir araya getiren sinema, devletin ideolojisi ile toplum arasında bir arabulucu gibidir. Genellikle ise bu arabuluculuk devletin hanesine artı puan yazdıran ikna ile sonuçlanır.

rasyonel aklın türevlerine karşı geleneğin tortusu

Sözleşmeyi haklılaştırmak için türev vazifesi gören rasyonalizm, aklı kutsamak adına, bütün etik ve ahlaki değerleri irrasyonel ve modası geçmiş yaftasıyla reddetmiştir.Geleneksel ilişki biçimlerinin ve dayanışma ruhunun kaybolması ile insan muhafazasız kalırken, devlet giderek daha fazla merkezileşmeye ve totaliterleşmeye başlamıştır.

el-med netü l-f dıla

Demokrasi Farabî’ye göre her türlü hazcılığı ihtiva edebilecek ve her türlü fasid fikrin ortaya çıkmasına neden olabilecek bir yönetimdir. Demokrasi herkese her şeyi yapması için serbestiyet tanıdığı için faziletli olması mümkün değildir.


En Çok Okunanlar